İlimiz Rize

  Rize

Bize her yer Rize

Rakım                 : 6
Nüfus                  : 345.662 (2021)
İl alan Kodu       : 0464
Plaka Kodu        : 53
Posta Kodu        : 53690

Rize
Rize(Antik Yunanca: Ριζαίον (Rizeon),Yunanca: Ριζούντα (Rizunda)Lazca: რიზინი "Rizini"),Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde yer alan Rize ilinin merkezidir. Tarihi Pontus bölgesinin doğusunda kalan Rize, Osmanlı döneminde Lazistan Sancağı'nda yer almıştır. Günümüzde Türkiye'ye bağlıdır.

Doğuda Çayeli ve Güneysu ile, güneyde İkizdere, batıda Derepazarı ve Kalkandere, kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir. Şehrin nüfusu 2009 yılına göre 96.503'tir. 1927'de 14.000 olan nüfusu 1990'da 52.743'e, 2000'de 78.144'e, 2007'de 94.800'e çıkmıştır.
Antik Çağ yazılı kaynaklarında Rhizus (Ριζοῦς) olarak anılan Rize adının Yunanca "ριζα" (riza) isminden geldiği sanılmakta olup anlamı "Dağ Eteği"dir. Bazı yazarlar kent adını yine Yunanca "pirinç" anlamına gelen rizi (ρύζι) ile "kök, temel, esas" anlamına gelen Riza (ῥίζα) kelimesiyle ilişkilendirmiş, hatta Lazca İrizeni "Düzlükler" kelimesi de önerilmiştir.[1]. Şehrin Gürcüce adı: "რიზე", Lazca adı ise "Rizini"dir.
Tarihi
Eski dönemlerde burada Kolhisliler yaşamaktaydı.
Rize, 1204'te Trabzon İmparatorluğu'na bağlanmıştır. 1470'te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir
Spesifik olarak Rize'den bahseden kaynaklara 19. yüzyılda rastlanmaktadır. 18 ve daha sonraki yüzyıllarda yazılmış kaynaklarda Rize'de derebeylik yapmış Tuzcuoğulları ailesinden bahsetmektedir. II. Mahmud'a birkaç kez isyan eden bu aile, 1832'de Tuzcuoğlu İsyanı'nı başlatmıştır. Tuzcuoğulları'na vergi veremeyen köylüler, topraklarını Tuzcuoğulları'na devretmek ve onlar için çalışmak zorundaydı. Rize'deki bir saray bu aileye aftedilmektedir. Tuzcuoğulları ile rekabet halinde olan Trabzonlu Memişoğulları, Memişoğlu ayaklanmasını başlatmıştır. İki aile arasındaki kan davasında birçok üye öldükten sonra Tuzcuoğulları'nın başlıca aile üyeleri teslim olmuş ve Rusçuk-Varna gibi şehirlere sürülmüştür.
Gezgin P. Minas Bijişkyan, bölgede portakal ve limon yetiştirildiğini yazmıştır.
Rize 19. yüzyılın ikinci yarısında Batum'un Ruslara bırakılmasının ardından, Trabzon Vilayetine bağlı Lazistan Sancağının merkezi olmuş, Cumhuriyet döneminde il merkezi olmuştur. I. Dünya Savaşı'nda yaklaşık iki yıl süren Rus işgalinin ardından özellikle çay ekiminin yaygınlaşması ile önemli bir gelişme göstermiştir.
İklim
Kıyı kesiminde ılık ve çok yağışlı bir iklim hüküm sürmektedir. Rize ili, Türkiye'nin en çok yağış alan bölgesidir. Bu durum Rize'de sel baskını ve heyelanların görülme sıklığını da arttırmaktadır. Kış aylarında iç kesimlerde karasal iklim hüküm sürer.
Ekonomi
Rize ekonomisi çay sektörüne dayalıdır. 48 yaş çay işleme ve çay paketleme fabrikası ve 17.000 çalışanı ile sektöre yön veren kuruluş geçmişte olduğu gibi günümüzde de Çaykur'dur. Paketlenmiş çayda Çaykur'un pazar payı %65 özel sektörün payı %35'tir. Rize'de kivi üretimine de son yıllarda önem verilmeye başlanmıştır. Balıkçılığın payı ise günden güne azalmaktadır.
Folklor
Rize folkloru, yörede atma veya kesme türkü olarak adlandırılan manileratasözlerideyimler ve bilmeceler bakımından çok zengindir. Halk oyunları açısından horon ve karşılama yöre olan Rize'de sahil kesiminde kemençe iç kesimlerde ise tulum oyunlara eşlik çalgısı olarak kullanılmaktadır. Güneysu yöresinde ağız armonikası ve bazı Laz ve Hemşinli köylerinde şimşir kaval seyrek de olsa aynı amaçla kullanılmaktadır.
Giyim/Kuşam
Hemşinliler ve Lazlar tarafından "Horum" olarak adlandırılan sahil halkının diğer kültürel özellikleri Trabzon ile küçük ayrıntılar dışında ortaktır. Belde peştamal (çoğunlukla kavuniçi,- siyah çizgili), üstte fermene adı verilen yelek, kamis adı verilen keten içlik giyilip başta çeşan örtülmektedir.
Hemşin
Peştemal özellikle yaşlı kadınlar tarafından tercih edilmektedir. Koknoç adı verilen önlük ve başa bağlanan şar- puşi ikilisi Hemşinli kadının sembolüdür.
Yöre kadınları içte "foga" denen elbise veya etek-bluz giyer. Altta uzun çorap ve lastik ayakkabı, üstte ise, bele peştamal dolanır, başa "çeşan" örtülür.
Erkek
Ceket veya zıpka denilen üstü bol, dizden aşağı dar pantolon giyilir. Gömlek üzerine yelek de giyilebilir. Ayağa ise "çapula" giyilir. "Kukula" denilen başlıkları vardır. Kemerde süslü fişeklik, barut kabı, tütün ve para kesesi ile silahlığında karakulak bıçağı (yatağan) bulunur.

Rize Tescilli ürünler













İyi ve Kaliteli Çayın Sırrı nedir?











Spor

Çaykur Rizespor

Rize'de yerel medya

Yerel TV kanalları

  • Gelişim TV
  • Rize TV
  • Çay TV

Yerel radyo kanalları

  • Mix FM (Bölgesel Radyo İstasyonu)
  • Rize'nin Sesi Radyosu
  • Kaçkar FM
  • Radyo Gelişim
  • Yayın olmayan kanalları
  • Kanal 2000 (Rize)
  • Karadeniz TV (Rize)
  • Kaçkar TV

Rize de gencin biri yeşil elbiseli kıza yeşilida çok severum demiş Kız ise söyle ananada bağlasın seni çayıra

Rize Arazi Dağılımı:
359.991 Hektarlık toplam arazinin, 
54.678,4 Ha (%15,2) tarıma elverişlidir. Geriye kalan arazinin; 
45.322 Ha (%12,58) Çayır ve Mera arazisi, 
158.411 Ha (%44) orman ve fundalık arazi, 
101.573 Ha (%28,21) Tarım dışı ve Yerleşim alanıdır.

İl Arazisinin ilçeler itibarı ile dağılımı:

Rize'nin Sanayi Yapısı:

    Doğu Karadeniz Bölgesinin doğusunda ve deniz kıyısında yer alan ilimizin en temel özelliği, yaş çay üretiminin merkezi olmasıdır. İlin ekonomisine ve ticaretine, makinesiz yapılan çay tarımı damgasını vurur. Türkiye çay sektörünün en büyük ve lider kuruluşu olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü de Rize İl merkezindedir. Ülkemizin yaş çay üretiminin üçte ikisine yakını Rize'de yapılır. İlin sahip olduğu iklim, çay bitkisinde üç sürgün hasadının yapılmasına elverişlidir. İlimizde, yaş çay tarımı 49.960 hektarlık alanda yapılmakta olup, yılda ortalama 1.152.647 ton yaş çay mahsulü alımına karşılık yıllık yaklaşık olarak 290.529 ton kuru çay üretimi gerçekleşmektedir.
    Kayıtlı sanayi işletmelerinin ülkemizde bölgelere göre bir değerlendirmesi yapıldığında; sanayi işletmelerinin % 45,24'ü Marmara Bölgesinde, %15,86'sı İç Anadolu Bölgesinde, % 15,63'ü Ege Bölgesinde, % 8,84'ü Akdeniz Bölgesinde, %6,80'i Karadeniz Bölgesinde, % 5,53'ü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve % 2,13'ü de Doğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır.
    Karadeniz Bölgesi'ndeki İllere sanayisine (sanayi işletme sayısına) göre bakıldığında sıralama; %17,49 Samsun, % 7,74 Düzce, % 8,57 Trabzon, % 8,97 Çorum, % 6,51 Bolu, % 4,94 Kastamonu, % 6,35 Ordu, % 4,27 Rize, % 4,45 Amasya, % 6,02 Tokat, % 6,65 Zonguldak, % 4,04 Karabük, %4,07 Sinop, % 3,79 Giresun, % 2,87 Bartın, % 1,74 Gümüşhane,  % 0,96 Artvin, % 0,70 Bayburt şeklinde olmaktadır.
    Türkiye'deki toplam sanayi işletmesi sayısına göre % 0,3 lük bir oran ile sanayisi gelişmekte olan İller arasında yer alan Rize'de, sanayi siciline kayıtlı sanayi işletmesi sayısı 231'dir.
    2012 yılı itibariyle sanayi sicil belgeli firmaların (sanayi siciline kayıtlı sanayi tesislerinin) Rize Merkez ve ilçelere göre dağılımı;  Merkez'de 96, Güneysu 28, Çayeli 28, İyidere 19, Ardeşen 21, Kalkandere 17, Pazar 17, Fındıklı 5 adet şeklinde olup, toplam 231 adet sanayi tesisi varlığını sürdürmektedir.
Sanayide istihdamın % 87'si işçi, % 3'ü mühendistir. Rize İlinde bulunan sanayi işletmelerinin %26'sı mikro ölçekli, % 45'i küçük ölçekli, %22'si orta ölçekli, %7'si büyük ölçekli işletmelerdir.
    Personel sayısına göre büyük işletmeler ise;
• Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü 100.Yıl Çay Paketleme Fabrikası Müdürlüğü
• Çayeli Bakır İşletmeleri
• Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Pazar Çay Fabrikası Müdürlüğü
• Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Fındıklı Çay Fabrikası Müdürlüğü
• Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Çayeli Çay Fabrikası Müdürlüğü şeklinde sıralanmaktadır.
    İl iktisadi seçimini çay üretimi satışı ve pazarlaması konusunda yaptığı için, ilin kendi içindeki talebe yönelik yatırımlar dışında sadece Çayeli İlçesi Madenli Beldesinde faaliyet gösteren Çayeli Bakır İşletmesi büyük bir sektör oyuncusu olarak ön plana çıkmaktadır. Çayeli Bakır İşletmesi gerek yurtiçi gerekse yurt dışı talebe dönük faaliyeti olan tamamen yabancı ortaklı bir konsorsiyumdur.
    Çay fabrikası ve atölyelerinin dışında bu tesislerin makine yedek parçalarını üreten, bakım ve onarımlarını yapan sanayi iş kolları, çay paketleme ve ambalaj tesisleri, un fabrikaları, kereste ve tomruk biçme atölyeleri, döküm atölyeleri, balık unu ve balık yağı üreten sanayi kuruluşları ile hazır beton santralleri İl ekonomisinin temel taşlarıdır.
    Kum çakıl tesisleri ile yapımı devam eden ve bir kısmı üretime geçen HES santralleri, ilin ekonomisine büyük bir katma değer sağlamaktadır.
    Sanayi, ilimizde coğrafi yapıya uygun olarak gelişme göstermiştir. Rize İlinde bulunan sanayi işletmelerinin sektörel dağılımına baktığımızda, gıda ürünleri imalatı sektörünün % 72,6'lık bir oran ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Diğer sektörler sırasıyla;
• % 6,80 Diğer madencilik ve taş ocakçılığı,
• % 5,03 Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı,
• % 2,29 Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı.
• % 2,29 Ağaç ve Mantar ürünleri,
• % 1,83 Fabrikasyon metal ürünleri imalatı.(Makine ve teçhizatı hariç),
• % 1,83 Elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı,
• % 1,83 Mobilya imalatı,
• % 1,37 İçecek İmalatı,
• % 1,37 Başka yerde sınıflandırılmamış makine teçhizat imalatı,
• % 0,92 Kimyasal madde ve ürünlerin imalatı,
• % 0,46 Elektrikli Teçhizat İmalatı,
• % 0,46 Makine ve ekipmanları kurulumu ve onarımı.
    Rize Organize Sanayi Bölgesi
    1997 yılında yatırım programına alınmak suretiyle kuruluşu gerçekleşen Rize Organize Sanayi Bölgesi henüz faaliyete geçmemiştir. 26.06.2000 tarihinde yer seçimi komisyon raporu alınarak Rize ili Kalkandere ilçesi Aksu Mahallesi sınırları içerisinde çalışmalara başlanmıştır. Rize Organize Sanayi Bölgesi; 50 hektarlık alan içerisinde büyüklüğü 4.000 – 30.000 m2 olan ve imar planında A, B, C, D şeklinde parsel tipi belirlenerek ayrılan toplam 261.496.786 m²'lik alanı kaplayan 37 parselden oluşmaktadır. 2012 yılında yapılan başvurular dikkate alındığında, muhtelif imalat sektörlerinde faaliyet gösteren toplam 66 firma yer talebinde bulunmuştur.
    Ardeşen Organize Sanayi Bölgesi
    Rize-Ardeşen Organize Sanayi Bölgesi; 1998 yılında Fırtına Mahallesi sınırları içerisinde Fırtına Deresi havzası kenarında toplam alanı 523.912,18 m² olan alan üzerinde, Rize İl Özel İdaresi % 10, Ardeşen Belediyesi % 45, Ardeşen Ticaret ve Sanayi Odası % 45 katılım payları ile kuruluş protokolü tanzim edilerek 08.07.2005 tarihinde yetki belgesini almıştır.
    Ardeşen Organize Sanayi Bölgesinin toplam 523.912,18 m²'lik alanının; % 30'luk kısmı olan 155.540,97 m²'si Hazine arazisi, % 55'lik kısmı olan 287.484,55 m²'si şahıs arazileri ve % 15'lik kısmı olan 80.522,66 m²'si ise davalı arazilerdir. Yer tespiti kesinleşen Ardeşen O.S.B. ile ilgili 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği amir hükümlerince ilgili imar ve parselasyon planı oluşturulamamış olup, çalışmaları devam etmektedir.
    Küçük Sanayi Siteleri:
    İlimiz Merkez ve İlçelerinde 6 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) Yapı Kooperatifi bulunmaktadır. Bunlardan 4'ü aktif bir şekilde çalışmakta, 2'si ise henüz aktiflik kazanmamıştır.
    Aktif olarak faaliyet gösteren Rize Merkez KSS'de 246, Çayeli İlçesindeki KSS'lerde 155, Ardeşen İlçesindeki KSS'de 122 adet işyeri bulunmaktadır.
    Henüz aktiflik kazanmamış Rize Modern Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi, Merkez Çifte Kavak mevkiinde kurulmuş olup, küçük sanayi sitesi olarak kullanılmak üzere işyeri yapma konusunda inşaat çalışmalarına devam etmektedir ve 2013 yatırım programında iki milyon TL kredi tahsis edilmiştir. Aktif olmayan diğer küçük sanayi sitesi Pazar Modern Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi ise, Pazar İlçesinde yer almakta olup, 2012 yılı sonunda yer seçim komisyonunca yer tespiti yapılmış ve 2013 yılı yatırım programında altı yüz bin TL kredi tahsis edilmiştir.
Rize'de Gezilecek, Ziyaret edilecek tarihi eserler ve En Popüler Yerler 

-Yaylalar

1 Gito Yaylası

Gito Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı olan Gito Yaylası, son dönemlerde şehrin en popüler noktası haline gelmiştir. Gito yaylasının bu denli popüler olmasının sebebi, muhteşem doğası ve nefes kesen manzarasıdır. Öyle ki yayla, insanın ayağını yerden kesen, bulutlarla kaplı bir manzaraya sahiptir. Tabir-i caizse ayağınızın altına buluttan bir örtü seren Gito Yaylası’nın, tertemiz havası ve her köşesi ayrı güzellikte doğal manzaralar sunan zenginliği ile cennetin yeryüzündeki yansıması olduğunu söyleyebiliriz.

Neden Gitmeliyim? Doğayı seven veya sevmeyen herkesin, hayatında bir kez de olsa görmesi gerektiği bir yer olan Gito Yaylası, yaylanın ortasına kurulmuş olan tahtadan salıncağı ile de oldukça ünlü. Salıncakta, giden herkes manzaraya karşı sallanıp, doğanın ve mis gibi havanın tadını çıkarırken, fotoğraf çektirmeyi de kesinlikle ihmal etmiyor.

Ulaşım: Çamlıhemşin’e 35 km, Zil Kale’ye ise 17-18 km uzaklıkta yer alan Gito Yaylası’na Fırtına Vadisi üzerinden manzaralı bir orman yolundan ulaşabilirsiniz. Yaylaya minibüs ya da halk otobüsü gibi vasıtalarla çıkılamadığı için turlar yardımıyla veya özel araçla ulaşabilirsiniz.

  • Adres: Merkez, Osman Kurtuluş Cd., 53750 Meydanköy/Çamlıhemşin/Rize

2. Çağrankaya Yaylası

Çağrankaya Yaylası

Burası Neresi? Buluttan bir denizle karşılaşacağınız bir diğer yayla, Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan Çağrankaya Yaylası’dır. Çevresinde bulunan dik yamaçlı tepe ve uçurumlardan dolayı seslerin yankılandığı yayla, bu özelliği dolayısıyla Çağırankaya olarak adlandırılmış, sonrasında ise değişime uğrayıp, Çağrankaya Yaylası olarak kalmıştır. Rize’nin 1500 konut ile en fazla haneye sahip yaylası olan Çağrankaya’nın rakımı 2300 metredir.

Yerleşimin fazla olduğu yayla, ”Aşağı Çağrankaya yaylası, Kurdün Suyu ve Büyük Yayla’‘ olmak üzere üç ayrı bölümden oluşmaktadır. İkizdere merkezden 22 km uzaklıkta yer alan Çağrankaya’ya ulaşım, özel araç veya turlar vasıtasıyla sağlanmaktadır.

Neden Gitmeliyim? Çağrankaya’da 20 yıldır her yaz, elektriğin yaylaya gelişini kutlamak için ”Çağrankaya Yayla Şenlikleri” düzenlenmektedir. Yerli sanatçıların sahne aldığı bu şenliklerde, horon düzü denen yerde, horonlar tepilirken, piknikler, mangallar yapılmakta ve doğanın tadı doyasıya çıkarılmaktadır. Son dönemlerde yaylada dikkat çeken organizasyonlardan biri de Rize dağcılık kulüpleri tarafından gerçekleştirilen, Çağrankaya Yaylası Kar Yürüyüşü Festivali’dir. Bilindiği gibi Rize festivalleri ve şenlikleri her yıl, coşkun bir insan kalabalığı ile kutlanmaktadır.

Kaçırmayın! Rize’nin en meşhur yaylalarından biri olan Çağrankaya, günümüzde, her yıl, onlarca turistin akın ettiği popüler bir yer haline gelmiştir. Gökyüzüne tırmanıyormuş hissi veren yaylada, nefes kesen sisli bir uçurum ve yeşilin her tonunu barındıran doğal bir manzara karşısında kendinizi bulutların üzerinde hissedeceksiniz. Yazın Çağrankaya’ya gidecek olanlar için en önemli önerimiz ”likapa” yani yaban mersinlerinden tatmanız olacaktır. Likapaları, yayla yolu üzerinde, yol kenarlarında bulabilirsiniz!

  • Adres: 53690 Güvenköy/İkizdere/Rize 

3. Pokut Yaylası

Pokut Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin en meşhur ilçelerinden biri olan Çamlıhemşin’de yer alan Pokut Yaylası, el değmemiş doğası ve nefes kesen manzarası ile turizm açısından oldukça meşhur bir Karadeniz yaylasıdır. İsim olarak, Ermenicede ”rüzgarlı vadi” anlamına gelen Pokut Yaylası’na yapılan ilk yerleşimin 200 yıl kadar önce gerçekleştiği tahmin ediliyor. Rize’nin en güzel yaylalarından biri olan Pokut Yaylası, zor ulaşılabilir bir lokasyonda bulunmasına rağmen, her yaz yerli veya yabancı turistlerle dolup taşıyor.

Neden Gitmeliyim? Pokut Yaylası içerisinde yaklaşık 75 hane bulunmakla birlikte, bu yöresel evler yaz aylarında yaylacıların göç etmesiyle şenleniyor. Misafirperver yaylacılar, enfes Rize lezzetleriyle donatılan sofralarla birlikte turistleri evlerinde seve seve ağırlıyor. Bunun yanı sıra Pokut Yaylası’nda konaklayabileceğiniz, küçük pansiyon tarzı ahşap yayla evleri de bulunuyor.

Pokut Yaylası, muazzam Kaçkar manzarasının yanı sıra Sal, Amlakit, Hazindağ yaylalarını gören, 2020 rakımlık bir yükseklikte bulunuyor. Çamlıhemşin’den ortalama 20 km uzaklıkta bulunan Pokut Yaylası’na, bir tarafı uçurum olan engebeli ve bozuk yollarla ulaşılabildiği için, yolculuk hemen hemen 1,5–2 saat sürüyor.

Yaz aylarında Çamlıhemşin merkezinden, Pokut Yaylası’na toplu taşıma araçları ile seferler düzenleniyor. Bunun dışında yaylaya ulaşım özel arazi araçlarıyla veya yürüyerek ulaşabilirsiniz. Pokut Yaylası’na gitmek için en uygun dönem Haziran ve Eylül arasıdır, fakat siz yine de yanınıza mont, hırka veya ceket almayı unutmayın!

  • Adres: Merkez, Ortanköy Köyü Yolu, 53790 Çamlıhemşin/Rize

4. Ovit Yaylası

Ovit Yaylası

Neden Burası? Rize’nin en bilindik yaylalarından biri olan Ovit Yaylası, İkizdere ilçesine bağlı 2640 rakım yüksekliğe sahip olan bir yayladır. İkizdere’den 36 kilometre uzaklıkta, Rize – İspir yolu üzerinde yer alan Ovit Yaylası, yaz–kış hiç soğumayan akarsu, dere ve doğal su kaynaklarıyla meşhurdur. Nem oranın çok az olduğu yaylada günün belli saatlerinde özellikle akşama doğru muhteşem bir sis çöküyor.

Bu sis nedeniyle Ovit Yaylası yolu, dünyanın en tehlikeli yollarının arasında gösteriliyor. Buna rağmen ziyaretçisi hiç eksik olmayan yaylada en az 100 hane bulunuyor. Yöresel yayla evlerinden oluşan bu hanelerde, her yaz, hayvanlarını otlatmak için gelen yaylacılar yaşıyor.

Neden Gitmeliyiz? Ovit Yaylası’nda genellikle ağustos ayında, Rize’nin önde gelen ailelerinden biri olan Ekşioğulları tarafından tertip edilen ”Ovit Yayla Şenlikleri” düzenleniyor. Her yaz izdiham yaratan bu yayla şenliklerine yaklaşık, 300–500 bin kişi katılıyor.

Ovit Yaylası’na gitmişken yapmanız gereken şeylerin başında civar köyleri ziyaret ederek, burada kuymak, yayla mincisi (çökelek), karalahana sarması gibi Rize’in yöresel lezzetlerinden tatmak geliyor. Bunun dışında, Ovit Yaylası gezisinden evvel yanınıza hırka veya mont gibi üşümenizi engelleyecek giysiler almayı kesinlikle ihmal etmeyin!

  • Adres: 53690 Sivrikaya/İkizdere/Rize 

5. Anzer Yaylası

Anzer Yaylası

Burası Neresi? Rengarenk çiçekleri ve her derde deva olan şifalı balı ile meşhur Anzer Yaylası, İkizdere ilçesine bağlı bir yerleşimdir. Diğer adı Ballıköy olan Anzer Yaylası, bir taraftan Çoruh Nehri ve Bayburt’a, diğer taraftan Trabzon Uzungöl’e bağlanan bir geçit konumundadır. Meles, Petran, Kabahor, Garzavan yaylalarının çevrelediği Anzer Yaylası, rakım olarak 2105 metre yükseklikte yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Avrupa’nın toplamından daha fazla endemik türde çiçeğin yetiştiği Anzer Yaylası, buz gibi suları, tertemiz havası ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Anzer Yaylası’nı gezmek için en uygun dönem mayıs ve haziran arasıdır.
Kaçırmayın! Bunun dışında Anzer Yaylası’nda konaklama ve yeme–içme imkânı da bulunuyor. Anzer’e gitmişken, meşhur Anzer balından, köy mincisinden, doğal taptaze inek sütünden, mis gibi Rize çayından, kuymak, muhlama, köy kaymağı ve tereyağından tatmadan dönmemenizi öneriyoruz. Ayrıca ”Kırmızı Su” adıyla anılan şifalı sudan içmeyi sakın ihmal etmeyin!

6. Ayder Yaylası

Ayder Yaylası

Burası Neresi? Rize denildiğinde akla ilk gelen yer olan Ayder Yaylası, önemli bir turizm merkezidir. Ladin ve kayın ağaçlarından oluşan ormanları, yemyeşil bitki örtüsü ve otantik Hemşin evleriyle cennetten bir köşeyi andıran Ayder, şifalı kaplıcası ve enfes balı ile dillere destan olmuş bir yayladır. Fakat gerektiği gibi korunmamış ve ihmal edilmiş olan Ayder, bugün otellerle dolu bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Lakin yine de doğal güzelliğini koruma yolundaki savaşını sürdürmeye devam etmektedir.
Ayder Yaylası’na ilk yerleşimin 13. Yüzyıla dayandığı tahmin edilirken; yayladaki kaplıcanın köklerinin ise 1700’lü yıllara dayandığı bilinmektedir. Ayder Yaylası’nda günümüzde de kalıcı veya göçebe (yaylacılık) olarak ikamet eden birçok kişi bulunmaktadır. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinden 19 kilometre uzaklıkta yer alan Ayder Yaylası, deniz seviyesinden 1350 metrelik bir yüksekliğe sahiptir. 1944 tarihinde milli park ilan edilen Ayder, 1987 yılında turizm bölgesi kategorisine girmiştir.
Neden Gitmeliyim? Doğa ve sağlık turizmi açısından oldukça popüler olan Ayder Yaylası, Kaçkar Dağları manzarası ve tertemiz havasıyla Rize seyahatinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri!
Ayder Yaylası’na özel araçlarla, taksi veya halk otobüsleriyle, Gürgendibi, Bulut ve Aşıklar şelalelerinin manzarası eşliğinde kolayca ulaşabilirsiniz. Bahar ve yaz aylarında turizm açısından en yoğun dönemlerini yaşayan Ayder Yaylası’nda, yine bu mevsimler içerisinde birçok festival, konser ve şenlik düzenlenmektedir.

7. Elevit Yaylası

Elevit Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin yeni gözdesi olarak anılan Elevit Yaylası, özellikle kamp sevdalıları ve doğaseverler için biçilmiş kaftan! Çamlıhemşin ilçesine bağlı olan Elevit Yaylası, ilçe merkezinden yaklaşık 17 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Elevit Yaylası’na Zil Kale istikameti üzerinden, eski adı Çinçiva olan Şenyuva Köyü’nü ve tarihi bir taş köprü olan Şenyuva Köprüsü güzergahında ilerleyerek ulaşabilirsiniz.

Kaçırmayın! Endemik tür açısından oldukça çeşitli bir floraya sahip olan Elevit, içerisinde bulunan yöresel ahşap evleriyle, tabir-i caizse Rize’nin en fotojenik yaylalarından biri! Yaylaya ulaşım için özel araç kiralayabilir veya yayla turlarına katılabilirsiniz.

  • Adres: Yaylaköy Köyü Yolu, 53780 Yaylaköy/Çamlıhemşin/Rize 

8. Sal Yaylası

Sal Yaylası

Burası Neresi? Yine Çamlıhemşin! Yine muhteşem bir yayla! Çamlıhemşin’e bağlı olan Sal Yaylası, ilçe merkezinden 1,5–2 saatlik bir uzaklıkta yer alıyor. Potuk Yaylası ile komşu olan Sal Yaylası, 2070 metrelik yüksek bir alanda konumlanmıştır. Sal Yaylası tıpkı, Potuk gibi ulaşımı zor bir yayladır. Potuk Yaylası’na gezmeye gitmiş olan biri, oradan Sal Yaylası’na yürüyerek, ortalama 15 dakikada kolayca ulaşabilir.

Ulaşımı daha kolay ve zahmetsiz bir hale getirmek için bahar ve yaz aylarını tercih etmelisiniz. Aksi takdirde, kış aylarında hem hava koşulları hem de yol durumu dolayısıyla Sal Yaylası’nın tadını çıkarıp, mis gibi doğada vakit geçirmek pek mümkün olmayacaktır.

  • Adres: 53780 Şenköy/Çamlıhemşin/Rize 

9. Hazindak (Hazindağ) Yaylası

Hazındak Yaylası

Burası Neresi? Rize’de, Çamlıhemşin zirvelerinde yer alan yemyeşil yaylalardan bir diğeri de Hazindak Yaylası’dır. Muhteşem dağ manzarasına sahip olan Hazindak Yaylası, 1967 metre yükseklikte yer alıyor. Diğer yaylalardan farklı olarak, Hazindak’ta, alışılmış yayla evlerinin biraz dışında, daha süslü ve ince bir işçilikle yapılmış Ermeni usulü ahşap evler bulunuyor.

Neden Gitmeliyim? Ortalama 20–30 haneden oluşan yayla, ahşap evler sayesinde otantik görüntüsüne daha da mistik bir hava katıyor. Alt tarafı ormanlık alandan oluşan açık bir sırta kurulmuş olan Hazindak Yaylası; Potuk, Ayder ve Amlakit yaylalarına yakın bir mesafede bulunuyor.

  • Adres: Hazindağ Yaylası, 53780 Yaylaköy/Çamlıhemşin/Rize

10. Avusor Yaylası

Avusor Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin henüz yeni keşfedilen yaylalarından biri olan Avusor Yaylası, gerçek Lazların kullandığı bir yayladır. Yaklaşık yedi Laz köyü tarafından kullanılan yayla, deniz seviyesinden 2350 metre yüksekte yer alıyor.

Ortalama 40–50 haneden oluşan Avusor Yaylası, çiğ tehlikesi nedeniyle, tümü alçak planda inşa edilmiş ahşap ve taş evlerden oluşuyor. Yüksek dağlarla çevrili olan Avusor Yaylası’ndaki yaylacılar, nehir kenarına kurdukları trafo ile kendi elektriklerini üretiyorlar. Telefon ise burada hiç çekmiyor diyebiliriz.

Neden Gitmeliyim? Ayder Yaylası’na 12 km uzaklıkta bulunan Avusor Yaylası’nda konaklamak için yalnızca 1–2 pansiyon bulunuyor. Bundan dolayı, insanlar genellikle Ayder Yaylası’nda konaklayıp, civar yayları günübirlik olarak gezmeyi tercih ediyor.

Kaçırmayın! Bunun dışında çadırlarını kapıp, kamp kuran doğaseverleri de burada sıklıkla görebiliyorsunuz. Avusor Yaylası’na gitmişken, Büyük Göl ve Avusor Gölü adıyla da bilinen Dobecelezane Gölü’nü mutlaka görmelisiniz.

  • Adres: Avusor Yaylası, 53780 Yukarışimşirli/Çamlıhemşin/Rize

11. Samistal Yaylası

Samistal Yaylası

Burası Neresi? Kavrun, Hazindağ, Palovit ve Amlakit yaylaları ile komşu olan ve Rize’nin 2450 metreyle en yüksek yaylalarının başında gelen Samistal Yaylası, Karadeniz’in tipik yaylalarından biridir. Samistal Yaylası, içerisinde bulunan, büyük taş kütleleriyle oluşturulmuş sal şeklindeki evleriyle, yöresel Doğu Karadeniz mimarisini en iyi şekilde yansıtıyor.

Neden Gitmeliyim? Ortalama 200 taş eve ev sahipliği yapan Samistal Yaylası, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Yaylaköy’de, ilçe merkezinden 21 kilometre uzaklıkta yer alıyor. İçerisinde kahvehane ve bakkal işletilen yaylada, konaklamak için pansiyon vb. bulunmuyor. Bundan dolayı, Ayder Yaylası’nda konaklayıp, buradan hem çevre yaylaları hem de Samistal Yaylası’nı günübirlik gezilerle görebilir, el değmemiş doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

  • Adres: Samistal Yaylası, 53790 Yaylaköy/Çamlıhemşin/Rize

12. Çiçekli Yaylası

Çiçekli Yaylası

Burası Neresi? Rize, Çamlıhemşin’in en güzel yaylalarından biri de Çiçekli Yaylası’dır. İlçe merkezinden yaklaşık 50–60 kilometre uzaklıkta yer alan Çiçekli Yaylası, el değmemiş, hırçın doğasıyla, özellikle doğaseverlerin ve kampçıların uğrak noktalarından biri oluyor. Çiçekli Yaylası’na Çat yolu güzergâhı üzerinden Fırtına Vadisi’ni ve Kale Köyü’nü geçtikten sonra, köyün sağ tarafından devam eden araç yolunu takip ederek ulaşabilirsiniz.

  • Adres: 53790 Yazlık/Çamlıhemşin/Rize 

13. Badara Yaylası

Badara Yaylası

Burası Neresi? Badara Yaylası, Rize’de, Çamlıhemşin ilçesi ile Pazar’ın Hemşin beldesinin sınır noktasında bulunan bir yayladır. Küçük ama muazzam bir doğaya sahip olan Badara Yaylası, yaklaşık 10–15 haneye ev sahipliği yapıyor. Denizden 1850 metre yüksekte yer alan Badara Yaylası, bir süre öncesine kadar unutulmaya yüz tutmuş bir yer iken, yol, elektrik ve suyun gelmesiyle tekrar canlandırılmış, eskisinden daha popüler bir yayla haline gelmiştir.

Neden Gitmeliyim? Şirin mi şirin bir yayla olan Badara, Rize’de kesinlikle görülmeye değer yaylalardan biridir. Zira ortasında bulunan küçük göl, yemyeşil çam ve sis bulutları manzarası ile Badara Yaylası, gittiğiniz için asla pişman olmayacağınız şahane yerlerden biri! Gito Yaylası’na oldukça yakın bir konumda bulunan Badara Yaylası’na Çamlıhemşin–Zil Kale güzergahından ulaşabilirsiniz. Ayrıca Badara Yaylası’nda yer alan Likapa Dağ Evi’nde karalahana sarması ve kuymak gibi yöresel lezzetlerden ve likapa (yaban mersini), komar (ormangülü) gibi meyvelerden tadabilirsiniz.

  • Adres: Badara Yaylası, 53780 Zilkale/Çamlıhemşin/Rize 

14. Huser Yaylası

Huser Yaylası

Burası Neresi? Rize’de kendinizi bulutların üzerinde hissedeceğiniz bir diğer yayla, yine Çamlıhemşin ilçesine bağlı Huser Yaylası’dır. Kaçkar Dağları’nı en güzel noktadan gören Huser Yaylası, güneyde Altıparmak Dağları’ndan başlayıp, Kemerli, Kavrun ve Verçenik Dağları’na kadar uzanan uçsuz bucaksız bir manzaraya sahiptir.

Ulaşım: Avusor, Kavrun Vadilerini, Doğu Karadeniz sahil şeridini, Hazindak ve Pokut Sal sırtlarını, yani 4000 metreye kadar olabilecek her yeri görebileceğiniz Huser Yaylası, konum olarak Ayder Yaylası’nın sol tarafını tutan dağlarda yer almaktadır. Huser Yaylası’na, Ayder’den 3 kilometrelik bir patikayı takip ederek ortalama 2–3 saatlik bir dağ yürüyüşüyle veya Avusor Yaylası’ndan özel araç vasıtasıyla 20–30 dakikada ulaşabilirsiniz.

  • Adres: Huser Yaylası, 53780 Yukarışimşirli/Çamlıhemşin/Rize 

15. Kavrun Yaylası

Kavrun Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin en büyük yaylası olan Kavrun Yaylası, Çamlıhemşin ilçesinin 19 kilometre güneydoğusunda yer alıyor. Kaçkar Dağları’nın eteklerinde 2240 metre yükseklikte bulunan Kavrun Yaylası, Aşağı Kavrun Yaylası ve Yukarı Kavrun Yaylası olmak üzere iki ayrı bölgeden oluşuyor. Yayla turizminin en yoğun yaşandığı yaylalardan biri olan Kavrun, 240 haneyi içerisinde barındırıyor.

Neden Gitmeliyim? Kaçkarlar’a tırmanacak dağcıların ilk durağı olan Kavrun Yaylası’nda özel trekking rotaları bulunurken, profesyonel dağcılar tarafından zirve tırmanışları yapılıyor. Jeologlara göre 5 bin yıl önce buzullarla kaplı bir vadi olan Kavrun Yaylası, Rize’nin turizm açısından olukça popüler olan ”Buzul Gölleri’ne’’ giden güzergâh üzerinde bulunuyor. Buzul Gölleri’ne yayla üzerinden patikalar vasıtasıyla yaklaşık 2–2,5 saatlik bir yürüyüş sonrası ulaşılabiliyor.

  • Adres: Yukarışimşirli/Çamlıhemşin/Rize 

16. Handüzü Yaylası

Handüzü Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı olan Handüzü Yaylası, her yaz ev sahipliği yaptığı şenlikleri ve festivalleriyle ünlü bir yayladır. Denizden yüksekliği 1800 metre olan Handüzü Yaylası, kolay ulaşılabilir bir yayla olduğu için yılın 8 ayı turistler ve yerli halk tarafından ziyaret edilen bir yerdir.
Güneysu’dan 16 km uzaklıkta bulunan Handüzü Yaylası, yemyeşil doğası, ahşaptan inşa edilen kır evleri, 400 kişilik kır lokantası, kamp ve piknik alanlarından oluşan bir tabiat parkı oluşumu içerisindedir.
Neden Gitmeliyim? Doğaseverlerin sık sık trekking benzeri etkinlikler düzenlediği yayla, zengin faunası ve florasıyla, ziyaretçilerine doğal deneyimler kazandırmaktadır. Handüzü Yaylası, uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasının yanı sıra Kıble Dağı Doğa Parkı, Çağrankaya, Kandemirler ve Kanboz yaylalarını gören bir konumdadır.

17. Vaşa Yaylası

Vaşa Yaylası

Burası Neresi? Rize, İkizdere ilçesine bağlı olan Vaşa Yaylası, otantik görünümünü ve özellikleri korumayı başarmış ve dolayısıyla el değmemiş bir yayladır. Civar köy sakinlerinin yaylacılık ve hayvancılık faaliyetlerini sürdürdüğü Vaşa Yaylası’nın denizden yüksekliği 2643 metredir.
Neden Gitmeliyim? Sahip olduğu yüksek konumu sayesinde, muazzam bir manzaraya sahip olan Vaşa Yaylası, doğa ve spor tutkunlarının trekking gibi doğa sporları yapıp, kamp kurabileceği harika bir doğaya sahiptir.

18. Golazena Yaylası

Golazena Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin Ardeşen ilçesinde bulunan Golazena Yaylası, Altıparmak Dağı’nın eteklerinde yer almaktadır. Rize’nin gerçek Lazları tarafından mesken tutulmuş olan Golazena Yaylası, ilçe merkezinden 48 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Denizden 2230 metre yüksekte konumlanan Golazena Yaylası, Tobamzga Yaylası, Sırt Yaylası ve Çamlıhemşin’de bulunan Eğrisu Yaylası ile komşudur.
Golazena Yaylası’nın otantik ve doğal yapısının bozulmaması adına, yayla sakinleri tarafından bir koruma derneği kurumuştur. Yaylada gerçekleştirilecek her etkinliği denetleyen dernek, Golazena’nın gelişimi ve koruması adına, günümüzde halen çalışmalarına devam etmektedir. Öyle ki dernek sayesinde 2005 yılında, yaylaya gelen ziyaretçilerin konaklayabileceği 500 kişilik bir pansiyon yaptırılmıştır.
Neden Gitmeliyim? Otantik ve yöresel evleriyle, mistik bir görünüme sahip olan Golazena Yaylası’nda ortalama 100 hane bulunmaktadır. Her yaz rengârenk yayla şenliklerine ve festivallerine ev sahipliği yapan Golazena Yaylası, Rize seyahatinizde mutlaka uğramanız gereken duraklardan biridir.

19. Kabahor Yaylası (Göl Yaylası)

Kabahor Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı olan Kabahor Yaylası, ilçe merkezine 24 kilometre uzaklıkta Gölyayla Köy’de yer alan yaylalardan biridir. Bir diğer adı Göl Yaylası olan bölge, Kabahor Vadisi üzerinde yer almasından dolayı genellikle Kabahor Yaylası olarak anılmaktadır. Kabahor Vadisi 10 kilometrelik bir alanı kapladığı için üzerinde, civar köylerin hayvancılık ve yaylacılık faaliyetlerini yürüttükleri ufak tefek yaylalar yer almaktadır.
Neden Gitmeliyim? Yayladaki konutların çoğunu kütük ağaçtan yığma şeklinde inşa edilen ahşap küçük evlerden oluşmaktadır. Fakat yeni yapılan evlerde beton kullanılması yaylanın otantik yapısını maalesef bozmaktadır. Kabahor Yaylası’nın civarındaki diğer yaylalar: Petran (Meşeköy), Mahura ve Pazaryolu yaylalarıdır.

20. Tobamzga Yaylası

Tobamzga Yaylası

Burası Neresi? Rize, Ardeşen’de bulunan Tobamzga Yaylası, ilçe merkezine 46 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Denizden 2640 metre yüksekliğe sahip olan yayla, Ardeşen’deki diğer yaylalar gibi Lazların, yaz aylarında hayvancılık gibi faaliyetlerini sürdürdüğü bir yerleşimdir. Henüz el değmemiş olan bu yaylada, elektrik gibi hizmetler bulunmamakla birlikte, yayla içerisinde yalnızca 20–25 hane bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Tobamzga Yaylası’nda, lokanta, restoran ve konaklama için herhangi bir pansiyon vb. yer almamaktadır. Genellikle dağ sporlarıyla uğraşan kişiler ve doğaseverler tarafından ziyaret edilen yayla, kamp kurmak için ideal bir alana sahiptir.

21. Komati Yaylası

Komati Yaylası

Burası Neresi? Komati Yaylası, Çamlıhemşin’in en güzel yaylalarından biridir. Ormanlarla kaplı olan Komati Yaylası, içinde bulunan, yöresel Hemşin evleri tarzında, ahşap yüksek evlerle oldukça otantik bir görünüme sahiptir. Tarihi neredeyse hicri takvime göre 1100’lü yıllara kadar dayanan Komati, günümüzde turizm açısından geliştirilip, zenginleştirilmeye çalışılan yaylalardan biridir.
Neden Gitmeliyim? Doğu Karadeniz’in geleneksel ve yöresel yayla yaşantısı, Komati Yaylası’nda doğallığı ve atmosferi bozulmadan devam etmektedir. Kamp yapmayı hobi edinen her doğasever için bulunmaz güzelliklere sahip olan yayla, Rize’de gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gereken bir yer!
Kaçırmayın! Komati Yaylası’na gittiğinizde ise doğal yayla tereyağı ve peynirinin yanı sıra, tamamen organik olan şifalı baldan mutlaka tatmalısınız.

22. Marbudam Yaylası

Mardubam Yaylası

Burası Neresi? Marbudam Yaylası, Rize’nin keşfedilmeyi bekleyen nadide güzelliklerinden biridir. Çayeli ilçesinde bulunan yayla, İncesu Yaylası ve Orta Yayla olarak aralarında 3 kilometre olan iki ayrı bölgeden oluşmaktadır. İlçe merkezi ile arasında 45 kilometre olan Marbudam Yaylası’nın rakımı ise 2280 metredir. Yayla içerisinde tarihi bir çeşme ve cami bulunmaktadır. Marbudam Yaylası, yöresel yayla evleriyle hayran kalacağınız bir yer olarak, doğaseverleri bekliyor!

23. Petran Yaylası

Petran Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan Petran Yaylası, ilçe merkezine 28 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Anzer Yaylası’na da oldukça yakın olan Petran Yaylası’nın yüksekliği 1352 metredir. Petran Yaylası, İkizdere ve İyidere ilçelerine bağlı olan köylerin bir kısmının, yaylacılık ve hayvancılık faaliyetlerini yürüttüğü bir yayladır. Yaz aylarında kalabalıklaşmaya başlayan yaylada, yöresel yayla evleri bulunmaktadır.

Neden Gitmeliyim? Doğası ve tertemiz havasıyla Rize’nin en güzel yaylalarından biri olan Petran, yaz mevsimi kadar, kışın da popüler olmaya başlayan bir yayladır. Öyle ki yayla, son yıllarda Petran Kayak Festivali (Şenliği) ve ”Lazboard” denilen kayak tahtası yarışları ile dikkat çekmektedir. Anzer Yaylası yolu üzerinde bulunan Kamanın Dibi mevkiinden ayrılan yol ile Petran Yaylası’na ulaşım oldukça kolaydır.

  • Adres: 53600 Yaylacılar/İyidere/Rize 

24. Deremezra Yaylası

Burası Neresi? Deremezra Yaylası, Ardeşen ilçesine bağlı olan, tablo gibi görüntüsü ve doğasıyla meşhur bir yayladır. Son dönemde tabiat parkı olarak ilan edilen Tunca Vadisi içerisinde yer alan Deremezra Yaylası’nın, Ardeşen ilçe merkeziyle arasındaki mesafe 39 kilometredir.
Neden gitmeliyim? Otantik dokusu ve Doğu Karadeniz’e dair her şeyi içselleştirmiş yapısı ile Deremezra Yaylası, doğaseverlerin, gezginlerin ve kampçıların sıklıkla ziyaret ettiği bir destinasyondur. Deremezra’ya ulaşım, Ardeşen, Tunca Eski Armutluk güzergâhı üzerinden sağlanmakta; yol boyunca karşılaşılan taş köprüler ise ziyaretçilere mistik manzaralar sunmaktadır.

25. Verçenik Yaylası

Verçenik Yaylası

Burası Neresi? Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı olan Verçenik Yaylası, 3711 metre yüksekliğiyle, Kaçkar Dağları’ndan sonra en yüksek tepe olma özelliğine sahiptir. Türkiye’nin en yüksek 12. tepesi olan Verçenik Yaylası, Erzurum sınırına yakın olması hasebiyle, bölgedeki en uzak yayla konumundadır. Öyle ki yaylanın Çamlıhemşin ilçe merkezine uzaklığı 60 kilometredir. Verçenik, sahip olduğu kamp alanlarıyla, Rize yaylaları arasında, çadır kurmak ve kamp yapmak için en çok tercih edilen yayladır.
Neden Gitmeliyim? Yöre halkı tarafından Verçembekite olarak anılan Verçenik Yaylası, nefes kesen doğal bir güzelliğe ve manzaraya sahiptir. Ayrıca yayla civarında 10’un üzerinde göl, ”buzul gölü” yer almaktadır. Dolayısıyla dağ sporuyla ilgilenenler için biçilmiş kaftan olan Verçenik Yaylası, Rize’de kesinlikle görülmesi gereken doğal güzelliklerden biridir. Bunun dışında Verçenik Yaylası’nda 2008 yılından itibaren Verçenik Yayla Şenliği de düzenlenmektedir.
Ulaşım: Misafirler için içerisinde bir de pansiyon bulunan Verçenik Yaylası’na ulaşım için Çamlıhemşin–Çat Köyü güzergâhı takip edilip, sonrasında tabelalardan da yardım alarak Orta Yayla Köyü istikametinden devam edilmelidir. Orta Yayla Köyü’ne gelindikten sonra, karşınıza çıkacak olan köprüyü geçip, 7 kilometre daha ilerleyerek, Verçenik Yaylası’na ulaşabilirsiniz.

26. Sırt Yayla

Sırt Yayla

Burası Neresi? Ardeşen ilçesinin en kalabalık yaylası olan Sırt Yayla, çoğunluk olarak Lazların ikamet ettiği bir yayladır. Ortalama 300 haneden oluşan yayla, ilçe merkezine 42 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. İki vadi üzerine kurulmuş olan Sırt Yaylası, ağustosun ikinci haftasında gerçekleştiren yayla şenlikleriyle oldukça meşhurdur.

Neden Gitmeliyim? Uçsuz bucaksız Karadeniz’i ve Kaçkar Dağları’nı karşısına alan Sırt Yayla, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Bu özelliği dolayısıyla yerli ve yabancı turistlerin fotoğraf çekmek için sıklıkla ziyaret ettiği bir bölgedir. Golazena, Nokavare ve Deremezra yaylaları ile komşu olan Sırt Yayla’da, elektrik, konaklama ve yeme–içme imkanları bulunmaktadır.

  • Adres: Sırt Yayla, 53480 Arıcılar/Ardeşen/Rize

-Göller

27. Yedigöller

Yedigöller

Burası Neresi? Rize’nin en merak edilen yerlerinden biri olan Yedigöller, İkizdere – İspir yolu üzerinde yer alıyor. 3048 metre yükseklikte, Kaçkar Dağlarının güneybatı tarafında Verçenik Dağı bölgesinde yer alan Yedigöller, Rize şehir merkezinden 125 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Dağ zirvesinde birbirine yakın konumda bulunan yedi krater gölünden oluşan Yedigöller, muhteşem manzarası ve tertemiz havasıyla görenleri kendine hayran bırakıyor.
Neden Gitmeliyim? İspir yolu üzerinde, Moryayla sapağından ulaşabileceğiniz Yedigöller, yaz–kış doğa ve macera severlerin ilgi odağında oluyor. Dileyenlerin göl kıyısında çadır kurarak, kamp yapabildiği, gerçek anlamda bir doğa harikası olan Yedigöller, Rize seyahatinizde kesinlikle görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.

28. Ambarlı Gölü (Balıklı Göl)

Ambarlı Gölü (Balıklı Göl)

Burası Neresi? Balıklı Göl olarak da anılan Ambarlı Gölü, Kaçkar Dağları’nın zirvesinde, Avgahan ile Sırpal tepelerinin sarmaladığı 2995 metre yüksekte yer alan bir göldür. Çevresinde dört adet küçük göl daha bulunan Ambarlı Gölü’nün, bağlı olduğu Çamlıhemşin ilçesinden uzaklığı 61 kilometredir. Çamlıhemşin’den Ambarlı Yaylası’na araçla gidildikten sonra, 3,5 kilometre yürüyüş mesafesinden sonra Ambarlı Gölü’ne ulaşılmaktadır. Zira Ambarlı Yaylası, araçla gidilebilecek son nokta konumundadır.
Neden Gitmeliyim? Ambarlı Gölü, her yıl doğa sporlarıyla ilgilenen çeşitli spor kulüplerinin trekking yapıp, kamp kurduğu; doğa severlerin mutlaka ziyaret edip, enfes manzaranın tadını çıkardığı bir göldür. Muhteşem bir manzaraya sahip olan Ambarlı Gölü, hayatınızda bir kere bile olsa, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biridir. Rize’nin doğasının ve doğal kaynaklarının ne denli zengin olduğu herkesçe bilinen bir şeydir. Hatta namı ülke sınırlarını aşıp, dünyaya yayılan Rize’de Ambarlı Gölü gibi daha birçok göl bulunmaktadır.

-Şelaleler

29. Palovit Şelalesi

Palovit Şelalesi

Burası Neresi? Rize’de debisi en yüksek şelalelerden biri olan Palovit Şelalesi, Çamlıhemşin ilçesi, Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer almaktadır. Yemyeşil, gür ve sığ bir ormanın içinde çağıl çağıl akan şelalenin yüksekliği 15 metredir.

Neden Gitmeliyim? Şelale suları, Meşeköy deresiyle birleştikten sonra, Şenyuva Köprüsü yakınlarında Fırtına Deresi’ne karışmaktadır. Oldukça muazzam bir görüntü oluşturan Palovit Şelalesi, gürül gürül akan suyun sesiyle birlikte gören herkesi kendine hayran bırakmakta ve dolayısıyla her yıl birçok turisti kendine çekmektedir. Ayrıca şelale yakınlarında, ziyaretçiler için mesire ve kamp alanları bulunmaktadır.

Ulaşım: Palovit Şelalesi’ne ulaşabilmek için Çamlıhemşin–Çat Yolu güzergâhı üzerinde Tarihi Şenyuva (Çinçiva) Köprüsü’nü geçip, Zil Kale’den Palovit ayrımına sapmanız gerekmektedir. Arabayla belli bir mesafe kat ettikten sonra yola arabasız, 4 kilometre boyunca yürüyerek devam etmek zorundasınız; zira yol araçlar için pek uygun değil. Rize’nin en gözde turizm noktalarından biri olan Palovit Şelalesi’ne gitmişken, şelale civarında bulunan Palovit, Apivanak, Amlakit ve Samistal yaylalarını da ziyaret edebilirsiniz.

  • Adres: 53780 Çamlıhemşin/Rize 

30. Ağaran Şelalesi

Ağaran Şelalesi

Burası Neresi? Rize’nin en harika manzaralarından birini oluşturan Ağaran Şelalesi, Çayeli ilçesinde bulunmaktadır. İlçe merkezinden 12 kilometre uzaklıkta, Sırt Köyü sınırları içinde yer alan Ağaran Şelalesi’nin kaynağını, Şairler Deresi oluşturmaktadır. Adeta saklı bir cennet olan şelale, sarp ve yüksek bir kayadan, kar beyazı köpükler saçarak akmasından dolayı ”Ağaran Şelalesi” olarak adlandırılmıştır. Yeşilin her tonunu içinde barındıran bir ormanın içinde, tablo gibi bir manzarayla karşınıza çıkan Ağaran Şelalesi, son dönemlerde turistlerin en gözde rotalarından biridir.

Neden Gitmeliyim? Ağaran Şelalesi’nin hemen yakınında bulunan yürüyüş parkurunu takip ederek, akıntının başladığı noktaya ulaşıp; muazzam bir manzarayla karşılaşabilirsiniz. Ayrıca yöre halkının yaptığı gibi şelalenin oluşturduğu göletlere girebilir, tabir-i caizse jakuzi keyfi yaşayabilirsiniz. Ağaran Şelalesi’nin yarattığı görsel şöleni kaçırmamalı, Rize’de gezilecek yerler listenize mutlaka eklemelisiniz.

Ulaşım: Çayeli–Şairler Deresi güzergahını takip edip, son 3 kilometreyi çay bahçelerinin arasından geçen toprak yoldan ilerleyerek, Ağaran Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz.

  • Adres: 53260 Yeşilırmak/Çayeli/Rize 

31. Gelin Tülü Şelalesi

Gelin Tülü Şelalesi

Burası Neresi? Rize’nin en meşhur şelalelerinden biri olan Gelin Tülü Şelalesi, tıpkı tül ve duvak gibi akan bembeyaz sularından dolayı bu isimle anılagelmiştir. Ayder Yaylası’nda Kaçkar Dağları’nın eteklerinde yer alan Gelin Tülü Şelalesi, muhteşem görüntüsüyle görenleri kendine hayran bırakan bir doğa harikasıdır. 1500 metrelik dik bir akışla, 1320 metre irtifada olan şelalenin yoğun sisten ötürü yalnızca, dereye katılan son bölümü görülebilmektedir.

Neden Gitmeliyim? Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden biri olma özelliğini taşıyan Gelin Tülü Şelalesi, Ayder Yaylası içerisinde bulunuyor olmasından ötürü kolay ulaşılabilir bir lokasyona sahiptir. Kaçkar zirvesinden beslenip, Kavron Deresi’ne karışan Gelin Tülü Şelalesi’nin tümünün görülebileceği en güzel nokta Huser Yaylası’dır. Dolayısıyla, Rize seyahatinizde, sizler de Huser Yaylası’na çıkıp, şelale manzarasının tadını çıkarmalı ve bu anı bir fotoğrafla ölümsüzleştirmelisiniz.

  • Adres: Şht. Binbaşı Ömer Aktuğ Cd., 53780 Yukarışimşirli/Çamlıhemşin/Rize

32. Bulut Şelalesi

Bulut Şelalesi

Burası Neresi? Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden bir diğeri Bulut Şelalesi, diğer adıyla Tar Deresi Şelalesi’dir. Rize, Çamlıhemşin’de bulunan Şelale, Ayder Yaylası’na 7-8 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Kaçkar Dağları’ndan beslenerek büyüyen ve Tar Deresi ile birleşen şelalenin tümünü görmek pek mümkün değildir.

Neden Gitmeliyim? 2451 metrelik bir yüksekliğe sahip olan Bulut Şelalesi, büyük bir su gürültüsüyle aşağıya düşmektedir. Kestane, ladin, çam, meşe, ıhlamur ve çınar ağaçlarının kapladığı bir vadinin içinde cennetten gelen bir güzellik gibi görünen Bulut Şelalesi’ni sizler de Rize’de gezilecek yerler listenize, kesinlikle eklemelisiniz!

  • Adres: Tar Deresi, 53780 Yukarışimşirli/Çamlıhemşin/Rize

33. Cimil Şelalesi

Cimil Şelalesi

Burası Neresi? Rize, İkizdere ilçesinde bulunan Cimil Şelalesi, ilçe merkezine 19 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Cimil Köyü güzergahında, yolun sağ tarafında kalan şelale, 1649 metre yüksekliğinde, oldukça ihtişamlı bir şelaledir. Bir tabiat harikası olan Cimil Şelalesi, Rize’nin doğal güzelliklerinden biri olarak, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Son dönemlerde, bölgeye, ziyaretçilerin şelaleyi rahatça izleyebilmesi için küçük bir teras yapılmak istenmektedir.

  • Adres: 53690 Güvenköy/İkizdere/Rize

34. Çarkıruba Şelalesi

Çarkıruba Şelalesi

Burası Neresi? Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Çarkıruba Şelalesi, ilçe merkezinden 36 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Komati-Eğrisu arasındaki yayla yolunun kenarında bulunan Çarkıruba Şelalesi, gürgen, çam ve ladin ağaçlarının arasından süzülüp, 1656 metre yükseklikten akan nefes kesici bir şelaledir.

-Vadiler

35. Çat Vadisi

Çat Vadisi

Burası Neresi? Rize’nin en nadide güzelliklerinden biri olan Çat Vadisi, zengin florası, endemik çiçek türleri, meyve ağaçları, ormangülleri (komar), ladin ve gürgen ağaçlarından oluşan ormanıyla, adeta cennet gibi bir vadidir. Bu özellikleri dolayısıyla yöre sakinleri tarafından titizlikle korunan Çat Vadisi, günümüzde turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir destinasyondur.
Neden Gitmeliyiz? Karadeniz’in meşhur dağlarıyla çevrili olan Çat Vadisi, Çamlıhemşin’e bağlı olup, Ayder Yaylası’nın 15 kilometre güneybatısında yer almaktadır. Hemşin ve Elevit derelerinin kesiştiği bir noktada bulunan vadi üzerinde, aynı zamanda Çat deresi ve Çat Köyü yer almaktadır. Çat Köyü, asırlık ahşap konakların süslediği, muazzam manzaraya sahip bir köydür. Bu konakların bir kısmı gelen misafirler için pansiyon olarak hizmet vermektedir.
Kaçırmayın! Ayrıca Çat Vadisi yolu üzerinde birçok tarihi taş köprü bulunmaktadır. Rize’de gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gereken Çay Vadisi, kaçırmak istemeyeceğiniz güzellikte bir yer! El değmemiş bir doğaya ve balta girmemiş ormana sahip olan Çat Vadisi, doğaseverlerin ve gezginler uğrak duraklarından biridir ve vadi içerisinde birçok kamp alanı bulunmaktadır.

-Dereler

36. Fırtına Deresi

Fırtına Deresi

Burası Neresi? Rize’nin ve hatta Karadeniz’in simgelerinden biri olan Fırtına Deresi, dillere destan, filmlere konu olmuş bir deredir. 1177,03 km²’lik yüzölçümü ile Doğu Karadeniz’in en geniş havzalı akarsularından biri olan Fırtına Deresi’nin uzunluğu ise yaklaşık 58 kilometredir. Fırtına Deresi Çamlıhemşin ilçe sınırları içerisinde, Kaçkar Dağları’nın yamaçlarından akan derelerin birleşimiyle oluşmuş bir dere olarak, Ardeşen’den Karadeniz’e dökülmektedir.
Neden Gitmeliyim? Doğal sit alanı olarak koruma altına alınmış olan Fırtına Deresi üzerinde, bugün rafting gibi su sporları yapılmakta ve bu alanda eğitimler verilmektedir. Fırtına Deresi üzerinde, görenleri kendine hayran bırakan birçok tarihi taş köprü bulunmaktadır. Köprüler üzerinde sık sık fotoğraf çekip, muhteşem manzaranın tadını çıkaran kafilelerden oluşan turistlere rastlamak mümkün. Gürül gürül akan hırçın su sesleri ve insanı alıp götüren manzarası ile Fırtına Deresi, Rize’de gezilecek yerlerin başında gelen bir güzelliktir.

37. Andon İçmeleri

Andon İçmeleri

Burası Neresi? Rize il merkezine 20-25 kilometre uzaklıkta yer alan Andon İçmeleri, Küçükçayır köyü sınırları içinde yer almaktadır. Denizden yüksekliği 800 metre olan Andon İçmeleri, ormanlarla kaplı, tertemiz havası olan ve içerisinde yemek yiyip, çay içebileceğiniz lokantaları bulunan turistik bir yerdir.
Neden Gitmeliyim? Andon içmelerinin en önemli özelliği ise, şifası dillere destan olan Andon suyudur. Yoğun talep gören Andon İçmeleri, yerli–yabancı her turistin ve yöre halkının Andon suyundan içip, yeşilin her tonunu içinde barındıran muazzam orman manzarasının tadını çıkardığı bir tesistir. Andon suyunun mide ve bağırsak hastalıklarına, böbrek rahatsızlıklarına ve romatizmaya iyi geldiği söylenmektedir.

38. Şimşirli İçmeleri

Şimşirli İçmeleri

Burası Neresi? Rize’de, İkizdere–Ovit yolu üzerinde bulunan Şimşirli İçmeleri, bölgenin doğal su kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Doğal maden suyu niteliğinde olan Şimşirli İçmeleri, oldukça şifalı olup; böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Karayolu üzerinde eski bir asma köprü vasıtası ile ulaşılan Şimşirli İçmeleri’nde, yemek yiyip dinlenebileceğiniz bir tesis de bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Oldukça güzel bir manzaraya sahip olan ve yemyeşil bir orman içinde yer alan, kokusuz, berrak ve şifalı suyuyla meşhur Şimşirli İçmeleri, mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri!

-Mağaralar

39. Pileki Mağarası

Pileki Mağarası

Burası Neresi? Rize, İyidere ilçesine bağlı Çiftlikköy’de bulunan Pileki Mağarası, Rize mutfağına özgü olan hamsikoli(hamsili ekmek) ve mısır ekmeğinin pişirilmesinde kullanılan ”pileki” hammaddesinin çıkarmak için insan eliyle oluşturulmuş yapay bir mağaradır. M.Ö. 2300’lü yıllarda başlayan süreç 1970’li yıllara kadar pileki taşı çıkartılmak için yöre halkı tarafından sürdürülmüştür. Restorasyonu ve ışıklandırma çalışmaları tamamlanarak turizme kazandırılan Pileki Mağarası, birçok tünelden oluşmaktadır. Ayrıca mağaranın içinde birçok gölet ve kuyu bulunmaktadır.

  • Adres: Taşhane/, 53610 İyidere/Rize 

-Yeşil Alanlar Ve Parklar 

40. Çayeli Haremtepe Çay Bahçesi

Çayeli Haremtepe Çay Bahçesi

Burası Neresi? Rize’nin en turistik noktalarından biri olan Çayeli Haremtepe Çay Bahçesi, her yıl özellikle yaz aylarında binler turist tarafından ziyaret ediliyor. Filmlerde ve çay reklamlarında sık sık gördüğümüz Rize’nin en meşhur çay bahçesi olan Haremtepe çay bahçesi, eski adı ”Çeçeva” olan Haremtepe Köyü’nde bulunuyor. Nizamlı ve müthiş görüntüsüyle dikkat çeken çay bahçesi, sahibi olan Kenan Çiftçi tarafından her yıl özenle düzenleniyor.

Neden Gitmeliyim? İnsanların fotoğraf çekmek ve sosyal medyada paylaşabilmek için kilometreler kat ettiği Haremtepe Çay Bahçesi, mis gibi taptaze çay kokusunu içinize çekip, yemyeşil doğanın tadını çıkarabileceğiniz harika bir yer! Dolayısıyla Haremtepe Çay Bahçesi’nin Rize’de gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gerekiyor!

  • Adres: 53260 Haremtepe/Çayeli/Rize

41. Kaçkar Dağları Milli Parkı

Kaçkar Dağları Milli Parkı

Burası Neresi? Büyük bir kısmı Rize, Çamlıhemşin sınırları içerisinde; kalan kısmı ise Artvin ve Erzurum sınırları içerisinde yer alan Kaçkar Dağları Milli Parkı, 51 bin 550 hektarlık bir alandan oluşmaktadır. 1994 yılında milli park ilan edilen Kaçkar Dağları, aynı zamanda Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından koruma altına alınması gereken 200 ekolojik sıcak bölgeden biri olarak gösterilmiştir.

Rize’de turizme katkıda en çok paya sahip olan Kaçkar Dağları Milli Parkı, her yıl yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Öyle ki 2018 yılı verilerine göre ocak ve temmuz ayları arasında Kaçkar Dağları Milli Parkı’nı ziyaret edenlerin sayısı 284 bin 90 olarak belirtilmiştir. Akarsu, dere, buzul gölleri, ormanlık arazi, Alpin çayır ve orman altı florası, endemik çiçek türleri ile oldukça zengin bir doğaya sahip olan Kaçkar Dağları, hayvan varlığı olarak da zengin bir bölgedir.

Karadeniz bölgesinin en yüksek noktalarını oluşturan Kaçkar Dağları’nın yüksekliği kimi yerlerde 4 bin metreye kadar ulaşmaktadır. Kaçkar Dağları’nda en az 100 buzul gölü, 40 kadar kırsal yerleşim bölgesi, Ayder ve Verçenik Yaylası gibi birçok yayla bulunmaktadır.

  • Adres: Beştepe, Alparslan Türkeş Cd. No:41, 06560 Yenimahalle
  • Çalışma saatleri: 7/24
  • Telefon: 0312 207 50 00

42. Akyamaç Şelalesi Tabiat Parkı

Akyamaç Şelalesi Tabiat Parkı

Burası Neresi? Rize, Pazar–Hemşin yolu üzerinde bulunan Akyamaç Şelalesi Tabiat Parkı, henüz yeni keşfedilmiş ve Rize’nin turizm varlığına kazandırılmış doğal bir yapıdır. Pazar’a 18 kilometre, Hemşin’e ise 2,5 kilometre uzaklıkta yer alan Akyamaç Şelalesi, Hemşin-Ortaköy Mahallesi’nde, sığ karma bir orman içinde bulunmaktadır.

13 metrelik bir debiye sahip olan Akyamaç Şelalesi ve çevresindeki zengin bitki örtüsüne sahip olan 50 hektarlık alan Doğa Koruma ve Milli Parklar Rize 12. Bölge Müdürlüğü tarafından milli park olarak ilan edilmiştir.

Neden Gitmeliyim? Akyamaç Şelalesi, ulaşımı zor bir lokasyonda olduğu için son dönemlere kadar keşfedilememiştir. Lakin keşfedildikten sonra hemen koruma altına alınıp, ziyarete açılan şelale, gerçek bir cennet görünümündedir. Akyamaç Şelalesi, doğal görüntüsü, yemyeşil bir orman içerisinde gürül gürül akan suları ile son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin gözde yerlerinden biri haline gelmiştir.

750 metrelik yürüyüş yolu, 18 metre uzunluğundaki ahşap asma köprü, yaklaşık 200 metre uzunluğunda ahşap yürüyüş yolu, 6 kameriye ve 1 ahşap kır lokantasından oluşan Akyamaç Şelalesi, Rize’de gezilecek yerler dendiği zaman akla ilk gelen doğa harikalarından biri olmaya aday!

  • Adres: Ortaköy, Hemşin Pazar Yolu No:11, 53550 Hemşin/Rize
  • Telefon: 0312 207 50 00

43. Arapdüzü Mesire Alanı

Arapdüzü Mesire Alanı

Burası Neresi? Rize’nin Güneysu ilçesinde bulunan Arapdüzü Mesire Alanı, 2014 yılında yapımı tamamlanan ve hizmete açılan doğal bir park alanıdır. Güneysu Kaymakamlığı tarafından yaptırılan alan, 106 hektarlık bir arazi üzerine konuşlanmıştır. 1 kilometre uzunluğunda yürüyüş parkuru ve gözetleme kulelerine sahip olan Arapdüzü Mesire Alanı’nda, asma, ahşap ve taş köprüler, oturma ve piknik alanı da mevcut.

Kıbledağı Köy sınırları içerisinde yer alan Arapdüzü Mesire Alanı, 800 metre yükseklikte, sahilden 25 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Arapdüzü Mesire Alanı, son dönemlerde ülkemize yoğun ilgi gösteren Arap turistlerin de yoğun ilgisi ve beğenisiyle karşılaşıyor. Alanın en popüler noktasını ise Arapdüzü Şelalesi oluşturuyor.

Yöre halkının anlattıklarına göre çok eski zamanlarda Arap kervanlarının geçtiği bir yer olan park alanı, bu özelliği dolayısıyla Arapdüzü olarak anılagelmiş ve oluşturulan yapının adı da buna uygun olarak Arapdüzü Mesire Alanı olarak belirlenmiştir. Ziyaretçilerin her türlü ihtiyacı düşünülerek tasarlanmış olan alanda, kamelya, kır evi, kadınlar ve erkekler için mescid ve bir Bosna Kardeşlik Çeşmesi bulunuyor.

  • Adres: 53390 Başköy/Güneysu/Rize

44. Çamlık Dinlenme Yeri

Çamlık Dinlenme Yeri

Burası Neresi? İkizdere–Ovit Yaylası yolu üzerinde bulunan Çamlık Dinlenme Yeri, çam ağaçlarının ortasında, ailenizle, eşiniz ve dostunuzla yemyeşil doğanın, mis gibi havanın tadını çıkarıp, piknik yapabileceğiniz bir yer. Yola oldukça yakın olan Çamlık Dinlenme Yeri içerisinde, bir alabalık tesisi, dinlenme tesisi ve bir de otel bulunmaktadır. Rize’de gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gereken Çamlık Dinlenme Yeri, gittiğiniz için pişman olmayacağınız harika bir tesis!

45. Gürcüdüzü Mesire Alanı

Gürcüdüzü Mesire Alanı

Burası Neresi? Rize’nin Fındıklı ilçesinde bulunan Gürcüdüzü Mesire Alanı, Yaylacılık Müzesi ve Kamping Alanı olarak planlanarak oluşturulmuş doğal bir tesistir. Denizden yüksekliği 910 metre olan Gürcüdüzü, 35.565 metrekarelik bir arazi üzerinde konumlanmıştır. Birçok yayla yolu için geçiş noktası olan Gürcüdüzü Mesire Alanı, yürüyüş parkuru, dinlenme alanları, çeşmeler, piknik alanları ve tarihi Rize evlerinden oluşmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Alanda 17 kilometre boyunca tarihi taş evler, ahşap serenderler ve ”mezre” adı verilen yerleşmelerle donatılmış olan Gürcüdüzü Mesire Alanı, son zamanlarda popüler bir turizm merkezi haline gelmiştir. Dolayısıyla eşsiz güzelliği ve manzarasının yanı sıra Rize’ye ve yayla kültürüne ait her şeyi bir arada bulabileceğiniz Gürcüdüzü Mesire Alanı’nı sizler de Rize’de gezilecek Yerler listenize eklemelisiniz!

-Seyir Terasları

46. Dağmaran

Dağmaran

Burası Neresi? Dağmaran, bir taraftan Rize’nin merkezini ve uçsuz bucaksız Karadeniz’i; diğer taraftan ise Handüzü, Çağrankaya, Kaçkar, Ovit Dağları ve Verçenik Yaylası’nı kuş bakışı gören bir tepe üzerine konumlanmış bir tesistir. Rize il merkezinden 4 kilometre kadar yukarıda yer alan Dağmaran, Karadeniz’in yöresel yemeklerinin servis edildiği restoran–kafe olarak 2004 yılından bu yana hizmet vermektedir.

Neden Gitmeliyim? Dağmaran, bir yandan yemyeşil şehir, masmavi deniz ve heybetli dağ manzarasının tadını çıkarıp; diğer yandan Rize’nin enfes lezzetlerinden tadabileceğiniz bir yer. Dolayısıyla Rize’ye gitmişken, uğramanız gereken yegane yerlerden birinin Dağmaran olduğunu söyleyebiliriz. Dağmaran tesisinde, Rize’nin meşhur çayını içmeyi ve karşınızdaki muhteşem manzarayı, güzel bir fotoğrafla ölümsüzleştirmeyi sakın unutmayın!

  • Adres: Balsu Cad.Dağbaşı Mevkii Tepeüstü No:103, 53000 Merkez/Rize
  • Çalışma saatleri: 08.00 – 00.00
  • Telefon: 0464 214 48 30

47. Ziraat Botanik Çay Bahçesi

Ziraat Botanik Çay Bahçesi

Burası Neresi? Rize’nin simgelerinden bir diğeri de Ziraat Botanik Çay Bahçesi’dir. Şehir merkezine 2 kilometre uzakta, bir tepe üzerinde bulunan Ziraat Botanik Çay Bahçesi, şehrin ve Rize Kalesi’ni kuş bakışı gören, panoramik manzaraya sahip olan bir çay bahçesidir. Bahçe içi Rize’nin kendisine has usulüyle yemyeşil bitkiler, ağaçlar ve rengârenk çiçeklerle donatılmıştır. Bu özelliği dolayısıyla misafirlerine doğayla baş başa, huzurlu ve dingin bir ortam sunan Ziraat Çay Bahçesi, bir günde ortalama 4–5 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor.

Neden Gitmeliyim? Ziraat Çay Bahçesi’nin hemen yanında, çayın işleniş aşamalarını görebileceğiniz küçük bir çay fabrikası bulunuyor. Bizzat ÇAYKUR tarafından işletilen müessesede, dünyadaki en lezzetli çayı içeceğinizden emin olabilirsiniz.

Kaçırmayın! Unutmadan söyleyelim: Tavşankanı çayınızın yanında atıştırmalık olarak, meşhur Rize simidinden almayı sakın unutmayın!

  • Adres: Merkez, Atmeydanı, Narenciye Sk. No:16, 53020 Rize Merkez/Rize
  • Çalışma saatleri: 09.00 – 23.00
  • Telefon: 0464 213 02 86

-Eğlenceli Yerler

48. Ilıca Köyü Kaplıcası (Ridos)

Ilıca Köyü Kaplıcası (Ridos)

Burası Neresi? İkizdere ilçesine bağlı olan Ilıca Köyü Kaplıcası, Ridos Otel bünyesinde hizmet veren şifalı su kaynaklı bir kaplıcadır. Her yıl ülkemizin dört bir yanından şifa bulmak için gelen insanlarla dolup taşan kaplıcanın, romatizmal hastalıklar ve eklem ağrıları içim tamamlayıcı tedavi niteliğinde olduğu söylenmektedir. Tamamıyla doğal yeraltı su kaynağına sahip olan Ilıca Köyü Kaplıcası, biri 70 derece diğeri ise 72 derece sıcaklığa sahip olan iki termal kaplıcadan oluşmaktadır.

Konaklama: İyi düzeyde hizmet olanaklarına sahip olan ve içerisinde bir de Türk hamamı, spa ve masaj merkezi bulunan Ridos Otel’de hizmet veren kaplıca ve otel konaklama fiyatları kış ayların 60–90 TL’den; yaz aylarında ise 100 TL-180 TL’den başlamaktadır.

  • Adres: Ridos Termal Otel, 53690 Ilıcaköy/İkizdere/Rize
  • Telefon: 0464 416 21 50
Rize Belediyesi ve Tarihi Gelişimi

Rize ilinin adı; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “RIZA” olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca’da ise “RİZE” ufak kırıntı, döküntü anlamındadır. 

Saka göçleri sırasında, Aşağı Çoruh ve Rize – Batum arasına “Kalaç” adlı bir türk boyu olarak yerleşmiştir. 

Belediye; bir ilin, ilçenin veyahut beldenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, sınırları belli bir alanı kapsayan ve yerel yönetimler arasında belki de en büyük öneme sahip idari birimlerden biridir. Ancak, merkezi yönetimin esas olduğu Osmanlı Devletinin yönetim geleneğinde yerel yönetimlerin tarihi çok eskilere gitmez. 1849 tarihli düzenlemelerle, Sancaklar kaymakamın idaresinde olmakla birlikte bu dönemde kazaların müdürler aracılığıyla idare edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte söz konusu dönemde kazaların en önde gelen amirleri kadılardı. 

19. asrın başlarında şehirlerin adli ve idari işleri kadılar tarafından yürütülüyordu. Kadı bulunan yerleşime kaza denir ve kadıların yetkisi kaza yakınlarındaki nahiye ve köyleri de kapsardı. Medrese, imaret, sebil gibi kamu hizmeti veren birimlerin yapımı konusunda vakıflar; esnaf ve zanaatkârların düzen içinde işlerini yürütebilmeleri konusunda da loncalar kadılara yardımcı olurlardı. Bununla birlikte kadıların görevleri asla bugünkü anlamda belediye işleriyle bir tutulamaz. Dolayısıyla yerel yönetim birimi olan belediyelerin tarihi Tanzimat’tan sonra başlar. 
Tanzimat’tan sonra yapılan mali reformlar şehirlerin idarelerinde birtakım değişikliklere gidilmesini gerektirdi: İltizam sisteminin kaldırılmasından sonra vergilerin toplanması için sancaklarda memuriyetler kuruldu. Esas görevi vergi toplamak olan memurlara yardımcı olmak üzere şehrin ileri gelenlerinin seçimle dahil olduğu meclisler kuruldu. Görev ve sorumluluklarına dair bir yasa olmaksızın toplanmış olan bu meclisler 1864’ten sonra bulundukları idari birim dahilinde arazi anlaşmazlıkları başta olmak üzere bölgenin okul, hastane gibi ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların temini için gerekli olan harcamaları tartışır duruma gelmişlerdir. Belediye meclisi gibi çalışmakta olan bu birimlerle ilgili yasal düzenlemeler 1864 tarihli Vilayet Nizâmnâmesi ve 1871 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayât Nizâmnâmesi ile bir ölçüde yerine  getirildi. İdari memurlar ve şehrin dini liderleri bu meclislere atama yoluyla dahil oluyor, yarısı Müslüman yarısı gayrimüslim olmak üzere halkı temsil edecek üyeler ise seçimle belirleniyordu.
   

1864 tarihli Vilayet Nizâmnâmesi ile sancakların temel birim olduğu vilayet teşkilâtları kuruldu. Vilayet Nizâmnâmesi modern anlamda belediye teşkilatının kurulmaya başlandığı tarih olarak kabul edilir. 1864 tarihli Vilayet-i Umumiye Nizamnamesi’nde Lazistan Sancağı Trabzon Vilayetine bağlı idi. 1869 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesinde Rize’de belediye teşkilatının kurulmuş olduğu görülmektedir. O tarihte İsmail Efendi belediye reisi unvanıyla görev yapmaktadır.

Belediye örgütlenmesinin bu ilk deneyimi özerk bir yerel yönetim anlayışında değildi. Merkezi yönetimin talimatlarıyla kurulan belediye meclislerinin büyük çoğunluğu şehirler için gerekli olan hizmetlerin tespiti ve bu yöndeki çalışmalarda merkezi idareye danışmanlık yapmaktan öteye gidemiyordu.  
1867 tarihli düzenlemeler yerel idareleri batılı normlara uyarlamaya çalışmıştır. Günümüzde yürürlükte olan yerel yönetimin esaslarının temeli bu düzenlemeyle atılmıştır. Bunun en belirgin göstergesi adli ve idari yetkilerin birbirinden ayrılmasıdır. Taşrada köy, nahiye ve belediye örgütlenmeleri de bu dönemde kurulmaya başlamıştır.
Belediye teşkilatının ihtiyaç duyduğu hukuki temel 1. Meşrutiyet’ten sonra ilk Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı tarafından 1877’de çıkarılan Dersaadet ve Vilayet Belediye Kanunu ile sağlanmıştır. Bu kanunla belediyelerin görev ve sorumlulukları tespit edilmiştir. Bu yasaya göre belediyenin idari teşkilatı belediye reisi ve daire meclisinden ibarettir. Sözü edilen bu meclis üyeleri kendi aralarından bir kişiyi başkan olarak seçiyor ve bu kişi daha sonra hükûmet tarafından ataması yapılarak belediye reisi oluyordu. 
Osmanlı döneminde belediyelerle ilgili son yasal düzenleme 1912 yılında “Dersaadet Teşkilat-ı Belediyesi Hakkında Kanunu Muvakkat” adlı kanunla yapılmış ve Cumhuriyet’in ilanından sonraki ilk yıllarda da bu kanun uygulanmaya devam edilmiştir. 

Rize Belediyesinin kuruluş tarihi ile ilgili elimizde kesin bir bilgi yoktur. İlk olarak 1869 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesinde Rize’de bir belediye meclisi ve belediye reisi olduğu görülmekte ve dolayısıyla biz de Rize Belediyesinin kuruluş tarihi olarak 1869 yılını kabul etmekteyiz. Osmanlı döneminde 1869 yılından sonra Rize Belediyesi’nde görev yapan başkanların isimleri şu şekildedir:

1- İsmail Efendi (1869-1870)
2- Türüdizade Reşit Ağa (1871-1872)
3- Mehmet Sadık Efendi (1873)
4- Hacı Hüseyin Sabri Efendi (1874-1878)
5- Mehmet Efendi (1879-1880)
6- Tuzcuzade Mahmut Ağa (1881)
7- Hacı Hüseyin Efendi (1888)
8- Hacı Hüseyin Sabri Efendi (1892-1894)
9- Abdülhamit Efendi (1896)
10-Hacı Rauf Efendi (1900-1903)
11- Hacı Şaban Efendi (1904-1905)
12- İsmailzade Tevfik Efendi (…-1917)

1905 tarihinden sonraki dönemde görev yapan kişilerle ilgili yeterli bilgi elimizde mevcut değil. Trabzon Vilayeti Salnameleri sayesinde ilk kurulduğu dönemlerden itibaren görevlilerinin takibini yapabildiğimiz Rize Belediyesinin 1905 yılından Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 tarihleri arasındaki durumu ve görevlilerine dair elimizde pek az bilgi vardır.  

1911-1913 yılları arasında Dr. Mehmed Reşid, Lazistan mutasarrıfı olarak şehrimizde görev yapmıştır.1 1911 yılında Lazistan mutasarrıfı olan Dr. Mehmed Reşid, 25 Temmuz 1911’de Rize mutasarrıflığına atandı. Rize kazası bu dönemde Lazistan sancağının merkeziydi. Dr. Mehmed Reşid 10 Eylül 1912’de görevden alındı. 7 Kasım 1912’de yeniden görevine iade edildi. 8 Temmuz 1913’e kadar görevde kaldı. Şair Süleyman Nazif de bu dönemde Trabzon valisidir. Dr. Mehmed Reşid’in Trabzon vilayetiyle yaptığı yazışmalardan  görevde olduğu dönemin en öncelikli sorununun asayiş olduğunu öğreniyoruz. Rize’yle ilgili kaynaklarda bu dönemde, il genelinde adları her yerde zulümle anılmakta olan eşkıyalardan söz edilmektedir. 

Harşit Çayının doğusuna kadar olan bölge ve Rize 1915-1917 yılları arasında Rus işgali altındadır. Rusların Rize’yi istilası sırasında İsmailzade Tevfik Efendi’nin Rize’de Belediye Reisi olduğunu ve görevde olduğu dönemde vefat ettiğini Tevfik Efendi’nin mezar taşı kitabesinden öğreniyoruz. Vefat tarihi 3 Kânun-i sani 1332 / 16 Ocak 1917’dir. Mezarı Rize Akpınar Köyünde Merkez cami haziresindedir. 

İsmailzade Tevfik Efendi’nin mezar taşı kitabesinin transkripti:Huve Gafur’ur-Rahim  Milletin için çalış faide beklemeBu meslekte hazz-i manevi duyarsınMükâfatını aldın demekdir. İsmailzade Tevfik Efendi. Cihan muharebesinde Rusların Rize’yi istilasında Belediye reisi iken Terki hayat eyledi. Rahmetullah Sene: 3 Kânun-i sani 1332 

Cumhuriyet’in ilanından sonra çok partiyle seçime gidilen 1946 yılına kadar ki dönemde yerel yönetimler, merkezi yönetimin uyguladığı politikaların yürütülmesine yardımcı birimler olarak çalışmışlardır. 

29 Kasım 1923’te Lazistan isminin yerine Rize ismi geçerli kabul edildi. Rize, 20 Nisan 1924’de vilayet merkezi oldu. 1924 Anayasası hükümleri gereğince Rize il oldu. Bu tarihte Atina ve Hopa kazaları Rize’ye bağlıydı. Mapavri, Kura-i Seba ve Karadere nahiyeleri vilayet merkezine; Hemşin ve Ardeşen nahiyeleri Atina kazasına; Viçe, Arhavi ve Kemalpaşa nahiyeleri Hopa kazasına bağlıydı.

1928’de Atina kazasının ismi “Pazar” olarak değiştirildi. Yine 1928 yılında Kalkandere-İkizdere nahiyelerini Erzurum’a bağlayacak olan yol çalışmalarına ağırlık verildi. 1930’da Rize-İspir yolunun yapımına başlandı. Bu çalışmalara halk gerek gönüllü gerekse ücretli olarak katkı yapmıştır. 1932’de 44 km’lik yol tamamlandığında 3,058 ücretli işçinin yanı sıra 4,200 gönüllü işçi bu çalışmalara katılmıştır. 2  1950 yılına gelindiğinde yolun sadece 49 km’lik kısmı tamamlanabilmiştir.

Orta cami 1929’da onarılmış, 1941’de yeniden inşa edilmiştir.

1931, vilayet dahilinde köy kanununun tatbiki seferberliği kapsamında okuma yazma kursları düzenlenmeye başlandı.

1932 yılında Rize Halkevi açıldı. Halkevinin Rize’de kültür, sanat ve spor faaliyetlerine önemli katkıları olmuştur.

1933’de Rize ile Artvin, Çoruh vilayeti adı altında birleştirildi. 

1936 yılında iki il tekrar taksim edildi ve Hopa kazası Arhavi’yle birlikte Artvin’e bağlandı.

1934 yılında Taşlıdere’ye 170 metrelik, Şairler deresine 40 metrelik ve Büyükdere’ye de 45 metrelik ahşap köprüler yapıldı.

1936’da Atatürk caddesinin merkezden askerlik şubesi önüne kadar ki kısmına parke döşenmek üzere çalışmalara başlanmış, bu çalışma 1936’da tamamlanmıştır.

1936 yılında Mucip Kemalyeri döneminde iskelenin ıslahı için çalışmalara başlandı. Aynı dönemde şehir içinde bakımsızlıktan dolayı kötü görünen ve yangın tehdidi oluşturan ahşap binaların ıslahı için çalışmalar yapıldı. Yine bu kapsamda eski ve harap durumda bulunan kayık barakalarının yıkılmasına ve yerine yenilerinin yapılıp beyaza boyanmasına karar verildi.

10 Mayıs 1936 tarihinde, Belediye’nin Şar dairesi bünyesinde Siyah-Beyaz renklerle Şarspor Kulübü kuruldu.

1938 yılında elektrik tesisatı çalışmalarına başlandı. 

1938 yılında, şehir esnafının önlük kullanması  gerektiği kararı alındı. Bu uygulama çerçevesinde fırıncılara, kasaplara ve aşçılara ve çıraklarına beyaz başlık takma zorunluluğu getirildi.
1939’da Rize-Çoruh (Artvin) arasında telefon görüşmesi gerçekleşti. 

Elektrik tesisatı 1940’ta hayata geçti. Bu tarihte Rize’deki toplam şebeke uzunluğu 5 km, abone sayısı ise 360’tır. Cereyan sadece geceleri veriliyordu.

1939 yılında Rize Belediyesi sınırlarının haritasının hazırlanması kararı alındı.

Şeyh Camisi yanındaki eski hamam, Yeniköy mahallesindeki yeni hamam, yeni hamam yakınındaki derenin kurutulması ile kapatılmıştı. Eski hamam ise 1942’de restore edilmiştir.
1944’te Çayeli kazası kuruldu. Eski adı Mapavri olan Çayeli ilk olarak Çaybaşı adıyla ilçe yapıldı ancak daha sonra ismi Çayeli olarak değiştirildi. 

1945’de Güneyce ilçe statüsüne getirildi. Güneyce ilçe teşkilatı 1952’de ilçe merkezinin İkizdere’ye taşınmasından dolayı lağvedildi.

1946 yılında Kat’i İmar Planı hazırlandı. Bu plan, yüksek mühendis ve mimar unvanlı Nezihe ve Pertev Taner tarafından hazırlandı. 3  Bu planda binaların kat sayısı, dış cephe görünümü ve hatta kullanılacak boya rengine kadar detaylı bilgilere yer verilmiştir. 

1947’de Fındıklı, 1953’te Ardeşen, 1957’de Çamlıhemşin ve Kalkandere ilçe oldu.

1959 yılının Ocak ayında Rize Belediye Başkanlığı, Rize Valiliğinin uhdesine verilmiştir. Bu tarihten sonra Rize’de vali olarak görev yapan Ertuğrul Ünlüer ve Adil Aktan aynı zamanda belediye başkanlığı görevini de üstlenmişlerdir.  

Bu Güne kadar Görev Yapan Rize Belediye Başkanlarının isimleri:

1. Hakkı Mataracı (1923-1934)
2. Mucip Kemalyeri (1934-1938 / 1950-1952)
3. Şefik Aydın (1938-39)
4. Hasan Fehmi Biber (1939-1950)
5. Ahmet Vardal (1952-1953)
6. Ali Saip Güvelioğlu (1953)
7. Ethem Şevki Kepenek (1953-1954)
8. İbrahim Şerifoğlu (1954-1955)
9. Mustafa Ardal (1955-1956)
10. Ali Karagöz (1956-1957)
11. Ziya Çalışır (1957-1959)
12. Ertuğrul Ünlüer (1959-1960)
13. Adil Aktan (1960-1963)
14. Ekrem Orhon (1963-1972 / 1980-1983)
15. Ahmet Karali (1972-1973)
16. İsmail Ömeroğlu (1973-1977)
17. Ömer Bayar (1977-1980)
18. İsmet Kara (1983-1984)
19. Bülent Koç (1984-1989)
20. Memiş Ali Usta (1989-1994)
21. Şevki Yılmaz (1994-1995)
22. Hasan Uzun (1995-1996)
23. Hızır Hop (1996-2004)
24. Halil Bakırcı (2004-2014)
25. Reşat Kasap (2014-2019)

Rize İlçeleri Sayısı:12
Rize'nin Mahalle Sayısı: 208
Rize Köy Sayısı: 347

Rize İlçeleri

Ardeşen
Çamlıhemşin
Çayeli
Derepazarı
Fındıklı
Güneysu
Hemşin
İkizdere
İyidere
Kalkandere
Merkez
Pazar

Rize denilince akla gelenler

Çay:

Çayın faydaları

Çay, içerdiği antioksidan özellikleri ile insan vücudu üzerinde birçok olumlu etkiye sahip olabilir. Bu etkiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
  • 1. Çay kalp sağlığı için faydalı olabilir
  • Siyah çay, kalp sağlığına faydalı olan flavonoid adı verilen bir antioksidan grubu içerir. Çayla birlikte flavonoidler sebze, meyve, kırmızı şarap ve bitter çikolatada bulunabilir. Flavonoidleri düzenli olarak tüketmek, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit seviyeleri veya obezite gibi kalp hastalığı için birçok risk faktörünün azaltılmasına yardımcı olabilir. 
  • Randomize kontrollü bir çalışma, 12 hafta boyunca siyah çay içmenin, trigliserit değerlerini %36, kan şekeri seviyelerini %18 oranında azalttığını ve LDL/HDL plazma oranını %17 oranında düşürdüğünü bulmuştur. Bir başka çalışmada ise günde üç bardak siyah çay içenlerin kalp hastalığı geliştirme riskinde %11 azalma olduğu bulunmuştur.
  • Çay kan basıncını düşürmede de etkili gözükmektedir. Randomize, kontrollü bir çalışmada, altı ay boyunca günde üç fincan siyah çay içenler, plasebo grubuna kıyasla sistolik ve diyastolik kan basıncında önemli bir azalma göstermiştir. 
  • 2. Çay bağırsak sağlığını iyileştirebilir
  • Siyah çayda bulunan polifenoller, iyi bakterilerin büyümesini teşvik ederken, Salmonella gibi kötü bakterilerin büyümesini engelleyerek, sağlıklı bir bağırsak dengesinin korunmasına yardımcı olabilir.
  • Ek olarak siyah çay, zararlı maddeleri öldüren ve sindirim sisteminin iç yüzeyini onarmaya yardımcı olan bağırsak bakterilerini ve bağışıklığı arttıran antimikrobiyal özellikler içerir.
  • 3. İnme Riskini Azaltmaya Yardımcı Olabilir
  • Siyah çay üzerinde yapılan çalışmalardan çıkan diğer bir ilginç sonuç ise inme riskini azalttığıdır. 
  • 10 yıldan uzun süre, 74.961 kişi izlenen bir çalışmada, günde dört veya daha fazla fincan siyah çay içenlerin, çay içmeyenlere göre %32 oranında daha düşük inme riskine sahip oldukları bulunmuştur. 
  • Farklı çalışmaların değerlendirildiği bir araştırmada ise, günde üç fincandan fazla çay (siyah veya yeşil çay) içen bireylerin, günde bir fincandan daha az çay içenlere kıyasla %21 oranında azalmış inme riskine sahip olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar gözlemsel çalışmalardan geldiği için, doğrulanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
  • 4. Çay kan şekeri seviyesini düşürebilir
  • Siyah çay, vücutta insülin kullanımını arttırmaya yardımcı olduğu bulunan moleküller içerdiğinden, tatlandırılmamış olarak içildiğinde kan şekeri üzerinde olumlu olan etkiler keşfedilmiştir. 
  • Hücreler üzerinde, laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada, çayın ve bileşenlerinin insülin arttırıcı özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar, siyah çayın insülin aktivitesini 15 kattan fazla arttırdığını göstermiştir. Ayrıca, çayda bulunan epigallokateşin gallat adı verilen bir bileşiğin insülin seviyelerini iyileştirdiği bulunmuştur.
  • 5. Çayda bulunan bileşenler kanser hücreleri üzerinde etkili olabilir
  • Laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada, çaydaki polifenollerin kanser hücreleri üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda siyah ve yeşil çayın kanser hücresi büyümesini düzenlemede ve yeni hücre gelişimini azaltmada rol oynayabileceğini gösterilmiştir.
  • Bir başka çalışmada ise siyah çaydaki polifenollerin meme kanseri üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Siyah çayın, hormona bağlı meme tümörlerinin yayılmasını engellemede yardımcı olabileceği gösterilmiştir.
  • Siyah çay ve kanser hücreleri arasındaki bağlantıyı daha net bir şekilde belirlemek için, insanlar üzerinde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
  • 6. Odaklanmayı Arttırabilir
  • Siyah çay, uyanıklığı ve odağı arttırabilen kafein ve L-theanine adlı bir molekül içerir. L-theanine beyindeki alfa aktivitesini arttırırken, gevşeme ve daha iyi odaklanma sağlar.
  • Çayın zararları
  • Her gıdada olduğu gibi çayı da fazla tüketmek birtakım olumsuz etkilere neden olabilir. Herkesin metabolizması, genetik yatkınlığı ve alıştığı beslenme düzeni farklı olduğu için, çayın olası yan etkilerinden farklı dozlarda etkilenebilir. Bir başka deyişle, bazı insanlar 3 bardak çaydan sonra bazı yan etkileri yaşamaya başlarken, bazıları 5 bardak çaydan sonra yaşamaya başlayabilir. Bu nedenle kendinize neyin iyi geldiğini kendiniz denemeniz gerekmektedir. 
  • 1. Düşük demir emilimi
  • Çay, tanen ya da tannik asit adı verilen bir bileşik sınıfı açısından zengin bir içecektir. Tanenler, besinlerde bulunan demire bağlanarak sindirim sisteminden demirin engellenmesine neden olabilir. Bunun sonucunda, vücudunuzda demir eksiliği yaşanabilir. Dünyada gözlenen en yaygın mineral eksikliklerinin başında demir eksikliği gelir. Bu nedenle, düşük demir seviyeleri olanlar çay tüketimine dikkat etmelidir. Özellikle kahvaltıyla birlikte çay içtiğinizde, yediğiniz besinlerdeki demirin faydasını daha az görebilirsiniz.
  • Çalışmalar, hayvansal gıdalar içerisinde bulunan demirin çay içerisinde bulunan tannik asitle daha az etkileşim içerisinde olduğunu gösteriyor. Buna karşın bitkisel kaynaklardan elde edilen demirin emilimi tanenler tarafından daha fazla engelleniyor. Bu nedenle, vejetaryen hatta vegan diyet uygulayanların, ne kadar çay tükettiğine daha çok dikkat etmesi gerekiyor. 
  • Çayın içerdiği tannik asit miktarı, çayın türüne ya da nasıl demlendiğine göre değişmekli birlikte, genel kanı 3 fincandan az çayın insanlar için güvenli olduğu yönündedir. Düşük demir miktarına sahipseniz ancak yine de çay içmekten hoşlanıyorsanız, ekstra bir önlem olarak öğünler arasında çay içebilirsiniz. Böylelikle yemek saatlerinde alınan demirin engellenmesi olasılığı azalacaktır. 
  • 2. Artan kaygı, stres ve huzursuzluk ve azalan uyku kalitesi
  • Çay yaprakları, doğal olarak kafein içerir. Aşırı kafein tüketiminin uykusuzluğa neden olduğu birçok kişi tarafından bilinse de, stres, kaygı ve huzursuzluk duygularının kafeinden kaynaklanabileceği çok az insan tarafından bilinmektedir. 240 ml. büyüklüğünde sıvı alan bir fincana konulan çay, demleme yöntemine göre 11 ila 61 mg. arasında kafein içerebilir. 
  • Siyah çaylar, yeşil ve beyaz çeşitlerden daha fazla kafein içerir ve çay ne kadar uzun süre demlenirse, kafein içeriği de o kadar yüksek olur. Her ne kadar bazı insanlar kafeine diğerlerinden daha duyarlı olsa da, çalışmalar günde 200 mg'ın altındaki dozların sayılan bu negatif etkilere neden olmadığını göstermektedir.
  • 3. Baş ağrısı
  • Aralıklı kafein alımı belirli baş ağrısı tiplerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte, kronik olarak kullanıldığında, tam ters etkiler gösterebilir. Nedeni açıklanamayan kronik baş ağrılarında kafein tüketimi göz önünde bulunmalıdır. Bu nedenle çay ya da kahve gibi kafein içeren içecekler bir süre azaltılıp ya da kesilip durumun iyileşip iyileşmediği kontrol edilebilir. 
  • 4. Hamilelik komplikasyonları
  • Hamilelik sırasında çay gibi kafein içerek içeceklerin yüksek miktarda tüketilmesi düşük ve düşük bebek doğum ağırlığı gibi komplikasyon riskini arttırabilir. 
  • Hamilelik sırasında kafeinin tehlikeleri hakkındaki veriler hala tam olarak belirlenmemiştir. Yine de hamilelik sırasında günlük kafein alımını 200 mg'ın altında tutmak faydalı olabilecek bir önlemdir. 
  • Hamileyseniz ve kafein veya bitkisel çay alımınızla ilgili endişeleriniz varsa, sağlık uzmanınıza danışmalısınız. 
  • 5. Sindirim sistemi üzerindeki etkileri 
  • Çay her ne kadar bağırsak sağlığına faydalı olsa da, özellikle aç karnına tüketilmesi bazı insanlarda bulantıya ve mide yanmasına neden olabilmektedir. Çayın olası zararlarının farkında olarak kendi alımınızı sınırlandırabilir, diyetinizde gereken ayarlamaları yapabilirsiniz. 
Çay Hakkında Hiç Bilinmeyenler
1) Çay ilk başlarda içecek değildi. Çay tarihi günümüzden neredeyse 5000 yıl öncesine kadar geriler. Bu dönemde çay bitkisi yaprakları Çin’de hastalıkları tedavi etmesi amacıyla çiğnenerek tüketiliyordu; içecek olarak ise ikinci Çin İmparatoru Shen-Nung tarafından çay yapraklarının kaynayan suya düşmesiyle bulunmuştur. (M.Ö. 2737)

2) Çay bitkisi hasat edilmediğinde daha da büyüyerek 16 metrelik çay ağacı ortaya çıkar ve bu ağaçtan birçok derde şifa olan çay ağacı yağı elde edilir.

3) Çay dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecektir. Tüketilen çay çeşitleri arasında sadece %3 yeşil çay, geri kalan büyük kısmı da siyah çaydır.

4) Çay faydaları, günlük tüketimi 3-4 fincanın üzerine çıkmadığı takdirde antioksidan kaynağıdır. Yemekten sonra içeceğiniz açık bir çay -tercihen birkaç damla limon ile- hazmı kolaylaştırıcı etkiye sahiptir.

5) Her gün bardak bardak tüketiyoruz ama bu çay kaç kalori? 1 bardak şekersiz çay kalori içermez; eğer az şekerli bir çay tercih ederseniz normal bir bardak için yaklaşık 6 kalori alırsınız. Siyah çay besin değeri açısından fazla zengin olmasa da potasyum içerir.

6) Çayın içeriğinde yer alan tanik asit maddesinin siğilleri iyileştirici özelliği olduğu iddia ediliyor.

7) Dünyada kişi başına en fazla çay tüketen ülke Türkiye’dir. Türkiye’de kişi başına ortalama 3.5 kg çay tüketilirken, Türkiye’yi Afganistan, Libya, Katar ve İngiltere takip eder. Toplam çay tüketiminde nüfusu nedeniyle 1. Olan Çin ise kişi başına 0,75 kg ile bizden oldukça geridedir.

8) Türkiye’de ilk çay 1924’de üretilmiştir. ‘Çayın babası’ olarak bilinen Zihni Derin ilk olarak Rize’de çay üretmeyi başarmıştır. Milli Mücadele döneminde Ankara’ya gelerek İktisat Bakanlığı’nın ilk Tarım Genel Müdürü olarak atanan Derin, Rize halkının ekonomik gelişiminin ve refahının artması için çalışmalar yapmış ve çay fidanlarının bölge halkına dağıtılmasını sağlamıştır.

9) Doğu’da neredeyse 5000 yıldır bilinen çayı Avrupalılar yaklaşık 400 yıldır içmekteler.

10) Çin’de çay ikramı ardından müşteri veya misafirin parmaklarını masaya birkaç kez vurması minettarlık ve memnuniyet göstergesidir.

11) Dünyanın en pahalı çay servisi Hong Kong Ritz Carlton Oteli’nde yapılır ve değeri tek porsiyonuyla 9.000 dolardır ve en pahalı çayın yalnızca 1 gramı 1.400 dolardır.

12) Çay, Avrupa’da zenginlik göstergesiydi. Yüksek vergiler nedeni ile halkın çayla pek arası yoktu. Avrupa’da zengin veya soylu olmayanların çay tüketmeye başlaması son 1800’lerden sonradır.

13) Çay bardağı neden ince bellidir? İnce belli bardak içindeki sıcak çayı el yakmadan tutmaya ve çayın soğumadan kalmasına olanak tanır. Dilerseniz çayınızı çay fincanları ile de içebilirsiniz.

14) Dünya’da en çok çay üreten ülkeler: Çin, Hindistan, Kenya, Sri Lanka, Türkiye ve Vietnam’dır.

15) Çay isimleri hususunda ülkemizde “siyah çay” olarak adlandırılan çaya Çin’de “kırmızı çay” denir. Haksız da sayılmazlar, sonuçta çayın renginin tavşan kanı olması, onun lezzetinin kalitesini gösterir.

16) Kahve falı olur da çay falı olmaz mı? Kahve falı kadar meşhur olmasa da tıpkı kahve falı bakar gibi çay tanelerinin oluşturduğu şekillerin yorumlanması ile çay falı bakılabilir.

17) Soğuk çay nasıl bulundu? Amerika’da sıcakta çaya talep olmadığını gören tüccar Blechynden çayı soğuk olarak sunar. Amerikan kökenli ‘ice tea’ böylece doğar. Bugün Amerika’da içilen çayın %85’i soğuk çaydır.

18) Çay demleme poşeti, poşet çayı kim akıl etti? Tahmin edeceğiniz gibi Amerikalılar çayı poşetleyerek pazarlamayı ilk akıl edenler. Tabi o zamanlar şimdiki gibi kağıt yerinde elle dikilen kumaşlar kullanılıyordu.

19) Kıtlama nedir? Çaya şeker koymadan, bir parça şekeri ağza aldıktan sonra, çay bitinceye kadar şekeri ağızda tutarak çay içmeye ve bu şekilde içilen çaya kıtlama denir. Bunun için özel kıtlama şekerleri ve hatta bu şekerleri kesmek için özel kesme şeker makasları bile mevcuttur.

20) Türk çayının farkı: Türkiye’de yetişen çayları dünyanın diğer bölgelerinde yetişen çaylardan ayıran en önemli özellik kışın kar altında kalmasıdır. Kar çaya doğal bir koruma sağlarken farklı bir aroma da katar.

Çay, çeşitli bitkilerin yapraklarının, çiçeklerinin, köklerinin, gövdelerinin, kabuklarının, tohumlarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla elde edilen bir içecek türüdür. Çay, çalının yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu hazırlanır.
Dosya:Turkish tea 2015.webm
Çayın hazırlanışı.

Çay kelimesinin dünya dillerinin pek çoğundaki kökeni, dünyaya yayıldığı Çin'de yer alan dillere dayanır. Mandarin lehçesindeki ç'a, Min lehçesindeki (Amoy) t'e ve Kantonca çàh,  karakterinin farklı telaffuzları olup, çayın dünyaya yayılmış farklı söyleniş şekillerinin kökenini oluştururlar. Kantoncaya dayalı çàh formu ilk defa 1559'de Portekizli tüccarlar tarafından chà olarak benimsenmiş ve bu telaffuz tüccarlarca Hindistan'a yayılmıştır. Portekizceye ya dolaysız yoldan Kantoncadan, ya da Kantonca kelimenin Malaycaya alıntılanması ve bu dilden Portekizceye geçmesi yoluyla girdiği düşünülmektedir. İngilizce gibi bazı Avrupa dillerinde kelimenin Portkizceden alıntı chaa, chatchachia ve cia gibi arkaik muadilleri bulunmaktadır.

Çin'in kuzey bölgelerinde konuşulan Mandarincede yer alan ç'a telaffuzu, Orta Asya'ya ve İran'a İpek Yolu vasıtasıyla yayılmış, bu bölgede Farsça bir ek olan -yi takısı kazanmıştır. Farsçaya girmiş kelime, ilerleyen dönemlerde Rusçaya ('чай'; çay), Arapçaya ('شاي'; şay) ve Hindustaniye (چائے, चाय; çay) alıntılanmıştır. Türkçede kelime ilk 17. yüzyılda tespit edilmiş olup, doğrudan Portekizlilerden, veya Farsçadan alıntılanmış olabileceği öne sürülmüştür.

Avrupa'da daha sonraları Hollandalı tüccarlar tarafından Min lehçesi telaffuzu yaygınlaştırılmıştır. Bu sayede çay Batı dillerinde Min lehçesindeki 't'e kelimesinden türeyip, İngilizce'ye (tea), Fransızca'ya (the), İspanyolca'ya (te), Almanca'ya (tee) yerleşmiştir.

Korece, Vietnamca ve Japoncada yer alan ve içeceğe atıfta bulunan kelimelerin yukarıda belirtilen Çin dillerinin aksine daha eski bir Çince lehçesinden alıntılanmış olduğu öne sürülmektedir. Çayın botanik anavatanı olan Güneybatı Yünnan ve Kuzeydoğu Myanmar'da bulunan dillerde ise bitki ve içecek için Çin dillerinden farklı kelimeler yer alır ve bu kelimelerin Çincede yer alan kelimelerin nihai kökeni olabileceği öne sürülmüştür.Wa halkının dilinde la ve miiem, Burmaca lahpet (လက်ဖက်), Kuzey Tayca miang (เมี่ยง), Lametçe meng bu kelimelere örnek teşkil eder.

Efsanevî kökenleri

Bir çay çalısı.

Bir kaynaga göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur. İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer.

Avrupa ve Amerika'ya yayılması

Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise yüzlerce yıl önce, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar. İlk demlik örneklerinin Çin’den Avrupa’ya ulaşması ise 1650’li yıllarda gerçekleşir.

Çayın Amerika’ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant’tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam’a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika’nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis’in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800’lü yıllarda, Avrupa ve Amerika’da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar.

Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İskoçya'nın Glasgow şehrinde hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.

Amerika’da sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden, çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.

Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder.

Üretim

Hindistan, Sri Lanka, Çin, Türkiye, Kenya, Endonezya, Malavi ve Vietnam dünyada en önde gelen çay üretici ülkeleri oluşturur. Türkiye'de çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilebilmektedir. Türkiye'de yaygın olarak çay, Doğu Karadeniz bölgesinden toplanır ve çay yapraklarından yapılan kırmızı renkteki içecek için kullanılır.

Sınıflandırma

Türk usulü ince belli cam bardakta çay

Çayları birçok kritere göre sınıflara ayırmak münkün olmakla beraber; üç temel çay çeşidi vardır. Bunlar, siyah çay, yeşil çay ve beyaz çaydır. Bunların dışında, yetiştiği bahçe, yaprak boyutu, işleme yöntemi, fermantasyon yöntemlerine göre de sınıflara ayırmak mümkündür. "Bitki çayı" terimi meyve ve bitkilerin işlenmesi ile elde edilen içecekleri kapsar. Kuşburnu gibi bitki çaylarında gerçekte çay yaprakları yoktur. Bazı bitkilerin aromaları çaylara eklenerek meyve ve bitki aromalı çaylar elde edilmektedir.

Tıbbi etkileri ve besin değeri

Çay; tein, kafein, teofilin ve antioksidanlar için doğal bir kaynaktır. İçinde bulunan mineraller nedeniyle kemik ve diş sağlığına faydalıdır. Ancak neredeyse hiç karbonhidrat, protein ve yağ içermez, Şeker ya da diğer katkılarla tatlandırılır.

Bilimsel araştırmalarda çayda bulunan theanine maddesi, çaydaki kafein ile dengeli bir şekildedir.theanine maddesi, doğal bir yatıştırıcı olup kafein gibi maddelerinde oluşan etkileri dengeler, bu açıdan kahve sonrası yaşanan kalp çarpıntısı gibi sorunlar çay içenlerde çayla alakalı olarak görülmez. Çay içindeki theanine maddesi, çayı içenin sinirlerini rahatlatır ve tansiyonu dengeler.

Ardeşen İlçesi:

Ardeşen

Ardeşen (Lazca: Art̆aşeni / არტაშენი), Rize'nin il merkezine 45 km mesafede bir ilçesidir. 743 km² yüz ölçümüne sahip ilçe, 1 belde, 42 köy ve yedisi Tunca Beldesi'ne bağlı 28 mahalleden oluşmaktadır. Doğusunda Fındıklı, batısında Pazar, güneyinde Altıparmak Dağları ve kuzeyinde Karadeniz ile çevrilmiş olup, kıyı uzunluğu 10 km'dir.

Genel olarak ılıman, dört mevsim yağışlı bir iklime sahip olan ilçenin ortalama sıcaklığı 15 derece civarındadır. İç kısımlarına gidildikçe iklimin biraz daha sertleşmektedir.
Ardeşen'in sarp ve engebeli arazisinin neredeyse dörtte biri ormanlık alandır. %10 civarındaki tarıma elverişli arazisinde yetiştirilen başlıca tarım ürünü çaydır. Çay dışında yetişen fındıkkivimısır gibi ürünler çoğunlukla ilçe içerisinde tüketilmektedir. İlçede yapılan hayvancılığın da bu faaliyetle uğraşan ailelerin ihtiyacına yönelik olduğu söylenebilir.
İlçede süregelen silah üretimini yasal bir çerçeveye oturtmak amacıyla 1993 yılında kurulan ASİLSAN, Türkiye'nin ilk özel silah fabrikası olma özelliği taşımaktadır.
En büyük akarsuyu olan Fırtına Deresi'nde, elverişli pek çok parkur bulunduğundan rafting yapılabilmektedir.
Tarihi
Ardeşen yerleşiminden ilk kez 1846 tarihli bir belgede "Ardaşen" (Ermenice: Արտաշեն) olarak bahsedilmiştir. Ardeşen 1916 ve 1918 yılları arasında Ruslar tarafından yönetilmiştir. Daha önce Pazar'a bağlı olan Ardeşen 1 Mart 1953'te ilçe olmuştur. Ardeşen'de tarihi eser olarak cami, kilise, kemer köprü ve ev örnekleri bulunmaktadır. Ayrıca Seslikaya Köyü'nde bulunan Süleyman Dede (Efendi) Türbesi de (1890) önemli tarihi eserlerdendir.
2020 Yılında Nüfusu 42.395
Eğitim ve Sağlık

İlçede Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 1 halk eğitim merkezi, 1 öğretmen evi ve akşam sanat okulu, 1 mesleki ve teknik eğitim merkezi, 2 anaokulu, 10 ilkokul, 7 ortaokul, 8 lise bulunmaktadır. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin Turizm Fakültesi'yle Meslek Yüksekokulu'nun bulunduğu bir yerleşkesi bulunmaktadır.

Özel sağlık merkezleri dışında üç adet aile sağlığı merkezi bulunan ilçede vatandaşlar, Ardeşen ve Pazar'da bulunan devlet hastanelerinin birleştirilmesiyle 2011 yılında hizmete giren Kaçkar Devlet Hastanesi'nden de sağlık hizmeti almaktadır.

Köyler

  • akdere köyü
  • akkaya köyü
  • aricilar köyü
  • armağan köyü
  • aşağidurak köyü
  • bayircik köyü
  • beyazkaya köyü
  • çiraklar köyü
  • doğanay köyü
  • duygulu köyü
  • eski̇armutluk köyü
  • gündoğan köyü
  • güney köyü
  • hoşdere köyü
  • kaçkar köyü
  • ki̇razlik köyü
  • köprüköy köyü
  • kurtuluş köyü
  • küçükköy köyü
  • manganez köyü
  • ortaalan köyü
  • önder köyü
  • özgür köyü
  • pinarli köyü
  • pi̇ri̇nçli̇k köyü
  • seri̇ndere köyü
  • sesli̇kaya köyü
  • si̇nan köyü
  • şehi̇tli̇k köyü
  • şendere köyü
  • şenyamaç köyü
  • şenyurt köyü
  • yamaçdere köyü
  • yavuz köyü
  • yeni̇köy köyü
  • yeni̇yol köyü
  • yeşi̇ltepe köyü
  • yukaridurak köyü
  • yurtsever köyü
  • zeyti̇nli̇k köyü
Çamlıhemşin İlçesi:
Çamlıhemşin

İlçenin eski adı olan "Vica" ya da "Vija", Lazcada "maden su, ılıca, kaplıca" anlamına gelir ve Kartvel kökenli *weʒ₁- formdan gelir.

Tarihçesi:
Çamlıhemşin'in eski adı Vicealtı'dır. Cumhuriyetin ilanından önce 1922 yılında karakol merkezi oluşturuldu. 1953'te ise Ardeşen ilçe olunca Vicealtı, Çamlıca adı ile bu ilçeye bağlandı. 1954'te bucak binası yapıldı. 1955'te belediye kuruldu. 27 Haziran 1957'de yürürlüğe giren 7033 sayılı kanun ile Çamlıhemşin adını alarak ilçe haline getirildi. İlçenin kuruluşu 1960'larda tamamlandı.

Coğrafi durumu

Pazar, Ardeşen, Çayeli, Hemşin, İspir, İkizdere ve Yusufeli ilçeleri ile sınırları olan Çamlıhemşin; Doğu Karadeniz Bölümü'nde Rize ilinin ilçe merkezlerinden biri olup, kıyıdan içeride Fırtına Deresi vadisi 41.8 kuzey enlemi ile 41.01 doğu boylamının kesinleştiği noktada, vadi tabanında denizden yüksekliği 300 metre dolayında bulunmaktadır. Bazı mahallelerde ise bu yükseklik 700 metreyi aşmaktadır. İlçe, toplamda 885 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Bu alanın %80'i ormanla kaplı, dağınık ve tepelik alanlardan ibaret olup, düz alanlar hemen hemen yok gibidir. Çamlıhemşin, Rize ilinin denize sınırı olmayan ilçelerinden biridir. Denizden güneye doğru 22 km'lik kara yolu uzunluğunda ve içeridedir. İlçenin güneyi, doğu-batı doğrultusunda kavis çizen ve denize paralel olan, yükseklikleri 2.000-4.000 metreyi bulan Kaçkar Dağları ile çevrilidir. Bu dağ silsileleri içinde 3.932 metre yüksekliğe sahip Kaçkar Dağı yine yüksekliği 3.711 metreye ulaşan Verçenik Dağı ve yükseltileri 2.000 metreyi geçen birçok dağ ve tepeleri mevcuttur. Kaçkar Dağları üzerinde jeomorfolojik olaylar sonucu oluşmuş birçok irili ufaklı krater gölleri mevcuttur. Büyük Deniz Gölü, Meterez Gölü, Yıldız Gölü, Dönen Gölü, Serincef Gölü ve Kara Göl bunlardan bazılarıdır.

Arazinin meyilli olması nedeni ile ilçedeki akarsular 70 km'lik bir uzaklıktan 3.000 m rakımdan 0 rakıma düşmektedir. İlçe merkezinden geçen Fırtına Deresi'nden dolayı da Fırtına Vadisi olarak anılır. Fırtına Deresi, Kaçkar ve Verçenik vadilerinden gelen Elevit Deresi ve Palovit Deresinin birleşimi olan büyük dere ile Hala Deresinin (Ayder Deresi) birleşmesinden oluşur. Fırtına Deresi Pazar, Ardeşen sınırından Karadeniz'e dökülür.

İklimi her mevsim yağışlıdır. Sıcaklık kışın -7 dereceye kadar düşmekte, yazın ise 25 dereceye kadar yükselmektedir. Günlük en yüksek sıcaklık farkı 23,6 derece olmaktadır. Yıllık metrekareye düşen yağış miktarı 245 cm³'ü bulmaktadır. Havadaki nem oranı ise %10 ile %97 arasında değişmektedir.

Nüfus ve etkin yapısı

Çamlıhemşin Rize İlinin 11 ilçesi içinde gerek toplam ilçe nüfusu gerekse merkez nüfusu bakımından en küçüklerindendir. İlçe kilometrekareye 16 kişilik nüfus yoğunluğu ile ilin tenha ilçelerinden biridir. İlçe nüfusu 2020 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre ise toplam 6.924 olup, merkez nüfusu 1.778, köylerin nüfusu ise 5.146'dır. 6 mahalle ve 27 köyden oluşmakta olup, yöredeki nüfusun büyük bir kısmı mevsimlik işçi olarak kışın büyük şehirlere çalışmaya gitmekte, yazın ilçeye dönmektedir.

Lazlar İlçenin en az yedi köyünde Laz nüfusu yaşar ve Lazca konuşulur. Lazlar tarihsel olarak kentin tek yerlisidir. Bu köyler; (Başbakanlık kararı ile belirlenen yeni Türkçe isimleriyle) (Mek'Aleskiriti-Dikkaya), (Ğvandi-Çayırdüzü), (M3'Anu-Topluca), (Komilo-Murat), Kadıköy (Örenkit), Güllü ve Behice köyleridir. Lazların nüfusu belli oranda kabarıktır.
Hemşinliler Yörenin diğer bir halkı olan Hemşinli nüfusu ise Lazlarla hemen hemen aynıdır. Dağlık köylerde yaşarlar.bu köyler ise şunlardır;Ortaklar (Hemşinbaşköy), Ortanköy (Ortan), Ortayayla (Hemşinortaköy) Sıraköy (Hemşinasagiköy), Senköy (Omokta), Şenyuva (Çinçiva), Ülkü (Mollaveyis), Yaylaköy (Elevit), Yazlık (Varos), Yolkıyı (Kusiva), Zilkale (koluna) Çat Meydan,Kaplıca(Xolco),Aşağı Şimşirli (Canuttobira-Citne), Y.Şimşirli (Livik) köyleri Hemşinliler'in yaşadıkları yerleşim yerleridi
Sosyal Durum:
Konut: İlçe merkezinde yeterli konut olmayıp, özellikle kamu görevlileri ev bulmakta büyük güçlük çekmektedirler. İlçe merkezinde Millî Eğitim ve Özel İdare tarafından yapılmış 12 daireli lojman, 6 daireli Adliye Lojmanı ve 18 daireli Belediye Başkanlığına ait sosyal konut mevcut olup, ihtiyaca cevap vermemektedir. İlçede görev yapan kamu görevlilerinin birçoğu Ardeşen ve Pazar İlçelerinde ikamet etmektedir. İlçedeki en önemli problemlerden biri konut sorunu olup, sorunun çözümü için Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca konut yapılması için girişimler devam etmektedir. Ayrıca ilçenin mimari bakımdan tarihi eser niteliği taşıyan eserleri mevcuttur. Bunlar başlıca; bazı ünlü camiler ve eski şekir evleri,serenderler, taş-kemer köprüler, çamlıhemşin evleri ve çamlıhemşin konakları olarak sıralanabilir.
Sağlık: İlçe Merkezinde 10 yataklı sağlık merkezi ve bir sağlık ocağı bulunmaktadır. İlçe merkezinde bulunan sağlık merkezinin 1 doktoru, Sağlık Ocağının da 2 doktoru bulunmaktadır. Merkez Sağlık Ocağında 3 ebe, 1 Hemşire, 3 sağlık memuru, 1 Çevre Sağlık Teknisyeni mevcuttur. İlçe Sağlık Merkezinde ise sadece 1 Şoför bulunmaktadır. İlçemiz Köylerinde toplam 9 adet sağlık evi mevcut olup, İlçe Dikkaya Köyünde 1 Sağlık Ocağı mevcuttur. Dikkaya Sağlık Ocağının doktor ve personeli bulunmamaktadır. İlçenin Sağlık Merkezinde 1 Ambulans faal, Merkez Sağlık ocağında ise bir Jeep mevcut olup faal değildir.

İlçede Sağlık Merkezi ve Merkez Sağlık Ocağı aynı binada hizmet vermekte olup, küçük çapta bakım ve onarım ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca İlçe komşu ilçelere uzak olması nedeni ile Sağlık Merkezinin acil müdahale açısından yetersiz olduğundan acil müdahaleler için gerekli tıbbı malzemelerin temini gerekmektedir.

İlçe halkı genellikle gurbetçi olup, mevsimlik olarak çalışmaya gitmekte, bir kısmının ise büyük şehirlerde fırın, lokanta, pastane gibi işleri olup, buralarda çalışmaktadırlar. İlçede kalanlar ise çay tarımı, hayvancılık ve orman işleri ile uğraşmaktadırlar. Kültür balıkçılığı ve arıcılık da önemli uğraş alanlarındandır. Ayrıca İlçemizde turizm faaliyetlerinden geçimini sağlayanların sayısı da hızla artmaktadır.

İlçede eğitime karşı ilgi düşüktür. İlköğretimden sonra özellikle kız çocuklarında liseleşme oranı düşüktür. İlçe köylerinde ve ilçe merkezinde toplam olarak 27 ilkokul mevcuttur. Bunların 6'sı eğitim öğretime devam etmekte, 3 tanesi taşımalı sistemle eğitim öğretim vermektedir. Şehir Merkezinde 1 İlköğretim Okulu, 1 Lise, 1 İmam-Hatip Lisesi, Dikkaya ve Topluca Köylerinde birer İlköğretim Okulu bulunmaktadır.İlçede okur yazarlık oranı %97'dir.

Çamlıhemşin evleri
Aşağışimşirli mahallesindeki bir konak

Mimari olarak evler incelendiğinde genellikle yamaçlara inşa edilen evlerin arka tarafının duvar ile örülüp dağın yamacına yaslandığı, ön tarafının ve diğer iki köşenin açıkta bırakıldığı görülür. Bölgede bulunan eski evlerin çoğu yüz yıldan yaşlıdır. Yapılarda tamamen doğal ahşap malzemeler kullanılmış, bilhassa kestane, gürgen ve çam türü ağaçlar tercih edilmiştir. Bunda en önemli etken bu ağaçların dayanıklı ve kolay bulunur nitelikte olmasıdır. Evlerin yapımında tahtalar birbirine geçmeli olarak hazılanmıştır. Bu yöntemin avantajı hiçbir bağlantı malzemesi gerektirmeden yapıyı birbirine bağlamasıdır. Evlerin arka kısmı tepeye yaslanmış olarak inşa edilmiş olduğundan, evlerin asıl yaşam alanı iç bölgelere kaydırılmıştır. Çoğunluğu kare ve dikdörtgen plan şeklinde tasarlanmıştır, tuvaletler ve banyolar çok az evde yapının içerisinde bulunur. Genellikle iki katlı inşa edilirler. Aslında yaşam alanı tek kattır ancak yamaçta inşa edildikleri için evin temelinin bulunduğu kısım yamaç dolayısıyla bir boşluk oluşturmuştur. Bu boşluklar da ahır olarak tasarlanmıştır. Evlerin çoğunluğu dört veya altı oda ("bulma" adı verilir), bir ana oda ("heyet-salon" adı verilir), bir de evin giriş kısmı olan geniş boşluktan oluşur. Neredeyse bütün evler çift kapılıdır, kapıların biri sağda, diğeri solda konumlandırılmıştır. Bulaşık, çamaşır yıkama yeri ve tuvaletler evin sol kapısının dış tarafında inşa edilmiştir. Evlerin arkası yamaca dayanırken ön tarafı karşıya bakar, yani evin arka kısmı toprağa dayanırken ön kısmı boşluktadır. Bu boşluklar, örülen ahır duvarları ve dalları kesilmiş dev gürgen ağaçları ("ungura" adı verilir) ile desteklenmiştir. Denge maksadıyla evlerin ağırlık kısımları da arka tarafta toplanarak rüzgâr ve zemin kaymalarının yaratabileceği tehlikeler önlenmeye çalışılmıştır. Eski köklü ailelerin evleri birden çok katlı olmakla beraber bu evlerde ahşap işçiliğinin eşsiz örnekleri bulunur.

İlçede en önemli ekonomik faaliyet olarak turizm ön plana çıkmaya başlamıştır. Ayder Turizm Bölgesi 1200 yatak kapasitesine sahiptir.İlçemizin kuzey kesiminde kalan bölgesinde ise çay tarımı, hayvancılık ve yarıcılık ekonomik faaliyetler olarak ön palana çıkmaktadır. Ayrıca arıcılık ve kültür balıkçılığı da önemli ekonomik faaliyetler arasındadır Turizmin Geliştirilmesi Amacıyla Küçük ve Orta Boy Konaklama Tesislerini Geliştirme Projesi : Bölgeye ve Rize İline yönelik turizm hareketleri dikkate alındığında Ayder, Yaylaköy (Elevit), Çat gibi orman köyleri ve yayla merkezlerinde başlangıçta 10-20 yataklı, daha sonra 20-30 veya 30-40 yataklı, küçük ve orta boy konaklama tesislerinin ve aile işletmelerinin kurulması ve kurulu olanların hizmet standartlarını daha da geliştirilmeleri önem ve öncelik taşımaktadır. Bu nedenle yerel yönetim ve ilgili merkezi yönetim kuruluşlarının "özgün mimari projeler" hazırlaması ve yatırım yapmak isteyenlere proje yardımında bulunulacaktır.

Köyler
  • behi̇ce köyü
  • boğazi̇çi̇ köyü
  • çatköy köyü
  • çayirdüzü köyü
  • di̇kkaya köyü
  • güllüköy köyü
  • güroluk köyü
  • kale köyü
  • komi̇lo köyü
  • köprübaşi köyü
  • meydanköy köyü
  • mollaveyi̇s köyü
  • ortaklar köyü
  • ortanköy köyü
  • ortayayla köyü
  • siraköy köyü
  • şenköy köyü
  • şenyuva köyü
  • topluca köyü
  • yaylaköy köyü
  • yazlik köyü
  • yolkiyi köyü
  • yukarişi̇mşi̇rli̇ köyü
  • zi̇lkale köyü
Çayeli İlçesi:
Çayeli
Tarihçesi:

Eski çağlarda Kolhis kültür alanında ve eski Lazlar'ın yerleşim bölgesinde bulunan Mapaura, MS 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu egemenliğine girdi. 6. yüzyıldaki Laz Savaşları sonucunda, Roma/Bizans İmparatorluğunun Karadeniz sahilindeki en son yerleşim noktası olma özelliğini kazandı. 1204 yılında Bizans imparatorluğunun geçici süreyle dağılması üzerine kurulan Trabzon İmparatorluğu döneminde de Mapaura/Mapavri Rum egemenliğinin doğudaki son kalesi olarak kaldı. 1461’de II. Mehmed (Fatih)'in Trabzon devletini Osmanlı topraklarına katması üzerine Türk yönetimine girdi. Bunu izleyen yaklaşık 50 yıl boyunca Mapavri Osmanlı Devleti'nin Karadeniz kıyısındaki sınır noktası idi.

1622’de Abaza korsanlarının saldırısına uğrayarak yağmalandı. Şemsettin Sami, Kamasü’l-Alam’da, Mapavri’den "Trabzon vilayetinin Lazistan sancağının Rize kazasına bağlı bir nahiye" olarak söz eder.

I. Dünya Savaşı sırasında iki yıl süreyle Rus işgali altında kalan yöre 9 Mart 1918’de yeniden Türk idaresine girdi. İlçeyi Rize'ye bağlayan sahil yolu Rus işgali döneminde inşa edildi.

Mapavri 1878’de nahiye 1944'te Çaybaşı adıyla ilçe oldu. Sonradan adı Çayeli olarak değiştirildi. Köy adlarının büyük çoğunluğu Rumcadır; ancak az sayıda Lazca ve Hemşince yer adları da vardır. 20. yüzyıl başlarından önce Türkçe yer adı kaydedilmemiştir.

Köyleri:
  • abdullahhoca köyü
  • armutlu köyü
  • aşiklar köyü
  • başköy köyü
  • beşi̇kçi̇ler köyü
  • beyazsu köyü
  • buzlupinar köyü
  • çataldere köyü
  • çeşmeli̇ köyü
  • çinartepe köyü
  • çi̇li̇ngi̇r köyü
  • çukurluhoca köyü
  • demi̇rhi̇sar köyü
  • dereci̇k köyü
  • düzgeçi̇t köyü
  • erdemli̇ köyü
  • erenler köyü
  • esendağ köyü
  • gemi̇ci̇ler köyü
  • gürgenli̇ köyü
  • gürpinar köyü
  • güzeltepe köyü
  • haremtepe köyü
  • i̇ncesirt köyü
  • i̇ncesu köyü
  • kaçkar köyü
  • kaptanpaşa köyü
  • karaağaç köyü
  • kemerköy köyü
  • kestaneli̇k köyü
  • köprübaşi köyü
  • lati̇fli̇ köyü
  • maltepe köyü
  • musadaği köyü
  • ormancik köyü
  • ortaköy köyü
  • sarisu köyü
  • sefali köyü
  • seli̇mi̇ye köyü
  • sesli̇dere köyü
  • sirtköy köyü
  • şi̇ri̇nköy köyü
  • uzundere köyü
  • yamaç köyü
  • yanikdağ köyü
  • yavuzlar köyü
  • yeni̇ce köyü
  • yeni̇hi̇sar köyü
  • yeni̇tepe köyü
  • yeşi̇lirmak köyü
  • yeşi̇lköy köyü
  • yeşi̇ltepe köyü
  • yildizeli̇ köyü
  • zafer köyü
Derepazarı İlçesi:
Derepazarı

1949 yılında bucak statüsü alan Derepazarı'nda 1954'te belediye teşkilatı kuruldu.

İlçe ekonomisi genellikle çay üretimine ve Çay Fabrikasında çalışan işçilerin mevsimlik işine bağlıdır. Özellikle yaz aylarında Çay Fabrikalarının mevsimlik çalışmaya başlamasından sonra ekonomide bir canlılık dikkat çeker. Rize’nin çok yakın ve ulaşımının ekonomik olmasından dolayı halkın birçoğu ihtiyaçlarını vilayetten karşıladığından, ticaret olması gerektiği noktadan çok geride kalmıştır.İlçede sanayi ağaç ürünlerine daha baskındır.

Derepazarında Devletin himayesinde olan 2 Çay-kur çay fabrikasının yanında, 4 tane de özel sektör çay fabrikası bulunmaktadır. Derepazarı küçük bir ilçe olmasına rağmen 6 adet çay fabrikasından ve çay üretiminden dolayı özellikle yaz aylarında ekonomik hayat canlanmaktadır. Dolayısıyla Çay sanayi İlçe ekonomisinin can damarı durumundadır.

Köyleri:
  • bahatti̇npaşa köyü
  • bürücek köyü
  • çakmakçilar köyü
  • çeşme köyü
  • çukurlu köyü
  • esentepe köyü
  • ki̇razdaği köyü
  • maltepe köyü
  • sandiktaş köyü
  • uzunkaya köyü
  • yaniktaş köyü
Fındıklı İlçesi:
Fındıklı ilçesi

Sırasıyla Roma İmparatorluğu ve Trabzon İmparatorluğu egemenlikleri altında kalan Fındıklı, 1509'da Osmanlı egemenliğine girdi. İlçe, Artvin'e bağlıyken, 1953'te Rize'ye bağlandı. Adını ise zamanında sakinlerinin fındık yetiştirmesinden dolayı alan fakat artık yerini çay yetiştiricilerine bırakmış bir ilçedir. Kıyı şeridi çok geniş olmayan, ancak denizden Kaçkarlara gittikçe genişleyen, Abu ve Pishala derelerinin arasında kalan geniş vadileri ile yarı tropikal bir bölgedir. Fındıklı ilçesi II. Mehmed'in 1461 yılında Trabzon'un fethinden sonra Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Önceden bölgede Tiranlılar,Makedonlar ve Bizanslılar yaşamıştır.

Osmanlı döneminde Viçe olarak kaydedilmiş olan Fındıklı, Osmanlı idaresi sırasında Trabzon Eyaleti sınırları içinde yer alıyordu. Trabzon Eyaleti 1867'de Trabzon vilayetine dönüştürüldü. Viçe de bu vilayete bağlı Lazistan sancağı içinde bulunuyordu. 1876 Trabzon vilayet salnamesinde Viçe, Atina kazasının Hemşin nahiyesinde Viçe-i Ulya (ویچە علیا) ve Viçe-i Süfla (ویچە سفلا) olmak üzere iki ayrı köy halinde geçer. Yukarı Viçe'de (Viçe-i Ulya) 28 hanede 95 kişi, Aşağı Viçe'de (Viçe-i Süfla) 36 hanede 127 kişi tespit edilmiştir. İki köyde 64 hanede toplam 222 kişinin yaşadığı görülmektedir.

1886 yılına kadar “Karye” (Köy ile Nahiye arasında idari birim) olan Fındıklının eski adı Viçe'dir. Kaynaklara göre Viçe 1887 yılında Hopa ilçesine bağlı bir nahiye oldu. 15 Şubat 1916 tarihinde Rus işgaline uğrayan Viçe, Rusya'da 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik ihtilalinden sonra imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması'ndan sonra 11 Mart 1918 tarihinde işgalden kurtulmuştur.

Kültür tarihçisi Nikolay Marr, 1910 yılında Vitse kasabasının iki dere arasında yer aldığını, her iki dereye de aynı uzaklıkta olduğunu yazmıştır. “Bğeti” olarak da bilinen bu kasabanın batısındaki akarsu Vitse Deresi, doğusundaki ise Abu Deresi olarak adlandırılıyordu. Geniş bir yatağa sahip olan Vitse Deresi üzerinde ayakları taştan bir köprü bulunuyordu. Abu Deresi ise, temiz ve içilebilir suyuyla biliniyordu. Marr ayrıca bu iki dere boyunca yer alan köylerin adlarını saymıştır.

Viçe, 1928 tarihli Osmanlıca köy listesindeyse, Rize vilayetine bağlı Hopa kazasının nahiyelerinden biriydi. Viçe nahiyesi, Ab-ı Ulya, Ab-ı Süfla, Pishala-yı Ulya, Pishala-yı Süfla, Derbend, Zuğu-yı Ulya, Zuğu-yı Süfla gibi 18 köyü kapsıyordu. Bu köylerden biri de Viçe köyüydü. Yukarı Viçe ve Aşağı Viçe köylerinin bu listede tek olarak kaydedildiği görülmektedir. 1935 genel nüfus sayımında "Viceiulya" olarak kaydedilmiş olan Yukarı Viçe'de 279 kişi, "Viceisüflâ" olarak kaydedilmiş olan Aşağı Viçe'de de 394 kişi yaşıyordu. Bu tarihte bu iki köy, Rize ve Artvin vilayetlerine yerine kurulmuş olan Çoruh vilayetinin Pazar kazasının Hemşin nahiyesine bağlıydı.

Viçe, 11 Haziran 1947 tarihinde Fındıklı adıyla Çoruh (Artvin) iline bağlı bir ilçe olmuş ve 1948 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur. Fındıklı 27 Kasım 1953 yılında Artvin ilinden ayrılıp Rize iline bağlanmıştır.

Köyleri
  • arili köyü
  • aslandere köyü
  • avcilar köyü
  • beydere köyü
  • cennet köyü
  • çağlayan köyü
  • çinarli köyü
  • derbent köyü
  • doğanay köyü
  • düzköy köyü
  • gürsu köyü
  • hara köyü
  • ihlamurlu köyü
  • karaali̇ köyü
  • kiyicik köyü
  • meyvali köyü
  • saatköy köyü
  • sulak köyü
  • sümer köyü
  • tepeci̇k köyü
  • yaylacilar köyü
  • yeni̇köy köyü
  • yeni̇şehi̇tli̇k köyü
Güneysu İlçesi:
Güneysu İlçesi

Potamya Osmanlı yazılı kaynaklarında ilk olarak 1486 tarihli Trabzon tapu tahrir defterlerinde görünen, Trabzon İmparatorluğu döneminde kurulmuş önemsiz bir Rum köyü olduğu düşünülmektedir.1530 tarihli defterlerde 3 mahalle ve 2 köyde oluşan Potamya karyesinde 228 Hristiyan Rum, 28 yeni Müslüman (olmuş Rum), 26 Baştine yaşamakta ve 13 değirmen olduğu kayıtlıydı.. 1924 yılında yerleşimdeki medreseler kapatılınca tepkiyle karşılanmış, 1925 yılında "Şapka İsyanı" olarak bilinen tarihi olay Potamya'da yaşanmıştır. Güneysu, Rize merkez ilçesine bağlı bir bucak merkezi iken 1987 yılında ilçe olmuştur. Güneysu İlçesi’nin eski adı ve halk arasında da yaygın olarak kullanılan ismi Potomya'dır. Çünkü Karadeniz Bölgesi'nde kaynağını dağların kuzeyinden alan birçok kısa mesafeli, gür akışlı akarsulardan olan Taşlıdere Havzası'nın iki önemli kolu olan Salarha Deresi ve Potomya Deresi arasında kaldığından bu ismi almıştır. Yani iki akarsu ortasında yer aldığından Potamya denilmiş ve zamanla halk dilinde Potomya'ya dönüşmüştür. Potamya (Ποτομία) eski Yunancada "dereli" anlamına gelmektedir.. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketidir.

Köyleri
  • asmaliirmak köyü
  • ballidere köyü
  • başköy köyü
  • bulutlu köyü
  • çamlica köyü
  • dumankaya köyü
  • güneli̇ köyü
  • gürgen köyü
  • i̇slahi̇ye köyü
  • kibledaği köyü
  • ki̇remi̇t köyü
  • ortaköy köyü
  • selamet köyü
  • tepebaşi köyü
  • yarimada köyü
  • yeni̇cami̇ köyü
  • yeni̇köy köyü
  • yeşi̇lköy köyü
  • yeşi̇lyurt köyü
  • yukarii̇slahi̇ye köyü
  • yüksekköy köyü
Hemşin İlçesi:
Hemşin ilçesi

Hemşin (Lazca: ზუღა/Zuğa; Ermenice Համշէն Hamşen veya Համամաշէն Hamamaşen), Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde Rize iline bağlı ilçesi. Nüfusu 2.447 kişi olup bu bakımdan 922 ilçe arasında sondan sekizincidir. Denizden 19 km içeride, Rize'ye 57 km mesafededir. Yüzölçümü yaklaşık olarak 120 km²'dir. İlçenin kuzeyinde Pazar ilçesi, batısında Çayeli ve Kaptanpaşa, güneyinde Çamlıhemşin yaylaları ile komşudur.

Köyleri
  • akyamaç köyü
  • bi̇lenköy köyü
  • çamlitepe köyü
  • hi̇lal köyü
  • kantarli köyü
  • leventköy köyü
  • nurluca köyü
  • yaltkaya köyü
İkizdere İlçesi:
İkizdere İlçesi

Osmanlı döneminde, 1878'de Rize'nin sancak merkezi olması ile nahiye olmuştur. Eski adı "Yedi Köy" anlamına gelen Kura-i Seba olan İkizdere, 19. yüzyıl sonlarında Trabzon vilayetinin Lazistan sancağındaki Rize kazasına bağlı bir nahiye merkeziydi. 15 Şubat 1916 tarihinde Rus işgaline uğrayan yöre, 11 Mart 1918 tarihinde işgalden kurtulmuştur. 1933 yılında İkizdere adını alan yerleşim, 1945'te ilçe olan Güneyce'ye bağlı bucak merkezi iken, ilçe merkezi 1952'de İkizdere’ye taşınmıştır.

Köyleri
  • ayvalik köyü
  • balliköy köyü
  • başköy köyü
  • bayirköy köyü
  • cevi̇zli̇k köyü
  • çamlikköy köyü
  • çataltepe köyü
  • çi̇çekli̇ köyü
  • çi̇fteköprü köyü
  • demi̇rkapi köyü
  • dereköy köyü
  • di̇ktaş köyü
  • eski̇ce köyü
  • gölyayla köyü
  • güneyce köyü
  • gürdere köyü
  • güvenköy köyü
  • ihlamur köyü
  • ilicaköy köyü
  • kama köyü
  • meşeköy köyü
  • ortaköy köyü
  • rüzgarli köyü
  • si̇vri̇kaya köyü
  • şi̇mşi̇rli̇ köyü
  • tozköy köyü
  • tulumpinar köyü
  • yağcilar köyü
  • yerelma köyü
İyidere İlçesi:

MÖ 700'lü yıllarda Miyetoslularca kurulmuş zamanla sırasıyla RomaBizans ve Trabzon İmparatorluğu egemenliği altında kalmıştır. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Eski adı [Aspet] olarak bilinmektedir. Aspet ismi Eski Yunanca "T'aspeta (Evler)" kelimesinden geldiği sanılmaktadır. İyidere ismi ise ilçenin içinden geçmekte olan eski adı Yunanca "Kalapotamos" çayının Türkçeye tercüme edilmesi ile bugüne gelmiştir. Osmanlı dönemindeyken nahiye durumunda olan ilçe, cumhuriyetin ilanından sonra bucak durumuna gelmiştir.

Köyleri
  • büyükçi̇ftli̇kköyü köyü
  • çi̇ftli̇k köyü
  • deni̇zgören köyü
  • kaleci̇k köyü
  • köşklü köyü
  • taşhane köyü
  • yaylacilar köyü
Kalkandere İlçesi:
Kalkandere ilçesi

Kalkandere, Rize ilinin batısında yer alan ilçedir. İlçe, Rize merkez, İyidere, İkizdere ve Trabzon ilinin Of ilçeleriyle çevrili 95 km² lik alana sahiptir. Deniz sahiline uzaklığı 13 km mesafededir.

İlçe, oldukça engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Arazinin tümü ağaç ve yeşil bitki örtüsüyle kaplıdır. Düzlük arazi yok denebilecek kadar azdır. Bölgede vadi aralarında büyük-küçük birçok dere akmaktadır. İlçe sınırları içerisinde yükseklikleri 1.000 metrenin altında olan birçok tepe mevcuttur.İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 200 m'dir.

İlçenin bilinen en eski adı Karadere'dir. İlçe merkezinden geçmekte olan derenin yatağındaki kara tasların, suyun rengini kara göstermesi ilçenin bu adı almasına sebep olmuştur. Daha sonra bu ad Kalkandere olarak değiştirilmiştir. Başka bir düşünceye göre derenin bol su getirerek taşmasına atıfta bulunularak " Kabaran Dere " anlamında Kalkandere denmiştir. Üçüncü anlamı da kötülüklere karşı koymaktır.


Köyleri
  • çağlayan köyü
  • çayirli köyü
  • dülgerli̇ köyü
  • esendere köyü
  • esentepe köyü
  • findikli köyü
  • geçi̇tli̇ köyü
  • hurmalik köyü
  • hüseyi̇nhoca köyü
  • i̇nci̇ köyü
  • kayabaşi köyü
  • ormanli köyü
  • pinarköy köyü
  • seyrantepe köyü
  • soğuksu köyü
  • ünalan köyü
  • yeni̇geçi̇tli̇ köyü
  • yeni̇köy köyü
  • yeşi̇lköy köyü
  • yokuşlu köyü
  • yolbaşi köyü
  • yumurtatepe köyü
Merkez İlçe:
Rize Merkez

Rize (Antik Yunanca: Ριζαίον, "Rizeon"; Yunanca: Ριζούντα, "Rizunda"; Lazca: რიზინი, "Rizini"), Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde yer alan Rize ilinin merkezidir. Tarihi Pontus bölgesinin doğusunda kalan Rize, Osmanlı döneminde Lazistan Sancağı'nda yer almıştır. Günümüzde Türkiye'ye bağlıdır.

Doğuda Çayeli ve Güneysu ile, güneyde İkizdere, batıda Derepazarı ve Kalkandere, kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir. Şehrin nüfusu 2009 yılına göre 96.503'tir. 1927'de 14.000 olan nüfusu 1990'da 52.743'e, 2000'de 78.144'e, 2007'de 94.800'e çıkmıştır.


Köyleri
  • akarsu köyü
  • akpinar köyü
  • aktaş köyü
  • ambarlik köyü
  • ayane köyü
  • azaklihoca köyü
  • balikçilar köyü
  • beştepe köyü
  • bildircinköy köyü
  • boğaz köyü
  • cami̇daği köyü
  • çaybaşi köyü
  • çaycilar köyü
  • çi̇menli̇ köyü
  • derebaşi köyü
  • dörtyol köyü
  • düzköy köyü
  • elmali köyü
  • erenköy köyü
  • gölgeli̇ köyü
  • güzelköy köyü
  • güzelyurt köyü
  • karasu köyü
  • karayemi̇ş köyü
  • ketenli̇ köyü
  • kirklartepesi̇ köyü
  • kocatepe köyü
  • köprülü köyü
  • kurtuluş köyü
  • küçükçayir köyü
  • küçükköy köyü
  • melek köyü
  • ortapazar köyü
  • örnek köyü
  • pazarköy köyü
  • pekmezli̇ köyü
  • pinarbaşi köyü
  • seli̇mi̇ye köyü
  • soğukçeşme köyü
  • söğütlü köyü
  • sütlüce köyü
  • taşköprü köyü
  • taşlik köyü
  • taşpinar köyü
  • tekke köyü
  • topkaya köyü
  • tuğlali köyü
  • uzunköy köyü
  • üçkaya köyü
  • veli̇köy köyü
  • yemi̇şli̇k köyü
  • yeni̇doğan köyü
  • yeni̇güzelköy köyü
  • yeni̇kale köyü
  • yeni̇kasarcilar köyü
  • yeni̇seli̇mi̇ye köyü
  • yeşi̇ldere köyü
  • yolüstü köyü
  • yolveren köyü
  • zi̇nci̇rli̇köprü köyü
Pazar ilçesi:
Pazar ilçesi

MÖ 64 yılında Pompeius tarafından Athenae adıyla kurulmuştur. İlçenin eski ismi Yunanca bir sözcüktür; akıl güzellik ve hikmet anlamına gelmektedir. 1888 tarihli Trabzon vilayeti salnamesine göre, Atina kazasında halk pagan tanrısı “Antas"a tapıyordu ve kasabanın adı da bu pagan tanrısından gelir. Bu tarihte Trabzon vilayetinin Trabzon sancağına bağlı olan Atina'nın nüfusu 2.313 hane ve 37.279 kişi olarak kaydedilmiştir. Kazanın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanıyordu. Buğday, arpa, mısır, pirinç, fasulye, fındık ve keten tarımı yapılıyordu. Rençberlikle uğraşan halkın dışında ticaret ve esnaf erbabı da vardı. Denizde yunus avcılığı yapılıyor ve yakalanan yunusların yağı çıkarılarak dışarıya satılıyordu. Hayvancılık sığır, koyun ve keçi yetiştiriciliğine dayanıyordu. Atina kasabasında cuma günleri pazar kuruluyordu. Atina, keten ve yünden dokunan şalıyla da ünlüydü. Irmaklarda yakalanan alabalıktan havyar çıkarılıyordu.

İlçenin adı 1928 tarihli Osmanlıca köy listesine Atina olarak geçer. Adı kısa bir süre sonra "Pazar" olarak değiştirilmiştir. Nitekim 1935 yılı genel nüfus sayımında Pazar olarak kaydedilmiştir.


Köyleri
  • akbucak köyü
  • akmesci̇t köyü
  • aktaş köyü
  • aktepe köyü
  • alçili köyü
  • balikçi köyü
  • başköy köyü
  • boğazli köyü
  • bucak köyü
  • dağdi̇bi̇ köyü
  • darili köyü
  • derebaşi köyü
  • deri̇nsu köyü
  • dernek köyü
  • elmalik köyü
  • güney köyü
  • hami̇di̇ye köyü
  • handaği köyü
  • hasköy köyü
  • hi̇sarli köyü
  • irmak köyü
  • irmakyeni̇köy köyü
  • kayağantaş köyü
  • kesi̇kköprü köyü
  • kuzayca köyü
  • merdi̇venli̇ köyü
  • ortairmak köyü
  • ortayol köyü
  • örnek köyü
  • papatya köyü
  • sahi̇lköy köyü
  • sessi̇zdere köyü
  • si̇vri̇kale köyü
  • si̇vri̇tepe köyü
  • subaşi köyü
  • suçati köyü
  • sulak köyü
  • şehi̇tli̇k köyü
  • şendere köyü
  • şentepe köyü
  • tektaş köyü
  • topluca köyü
  • tütüncüler köyü
  • uğrak köyü
  • yavuz köyü
  • yemi̇şli̇ köyü
  • yeşi̇lköy köyü
  • yücehi̇sar köyü

Rize ilinde yetişen ve büyüyen rizeli Sanatçılar ünlüler ve tanınmış kişilerin listesi

  • Yasemin SAÇAKLI
  • Ekrem Rize
  • Asena
  • Mustafa SIRTLI
  • Şenol Birol
  • Ali BAYRAMOĞLU
  • Emre Bol
  • Cemil Kazancı
  • Yaşar Mahmutoğlu
  • Behçet Gülas
  • Recebim
  • İsmet KARA
  • Ömer Bayar
  • İsmail ÖMEROĞLU
  • Ahmet KARAALİ
  • Mustafa ARDAL
  • Ethem Şevki KEPENEK
  • Ali Saip GÜVELİOĞLU
  • Hakkı MATARACI
  • Ali KÜLÜNK
  • Recep Ali AKSOYLU
  • Fatma Taşcı Ankay
  • Hülya AKMEHMET TUZCUOĞLU
  • Başak Balcı
  • Ayfer DEMİR
  • GÜRKAN PEHLİVAN (MAHFİ)
  • RASİM ÇELİK
  • Leyla ARLI
  • Firdevs Çalkanoğlu
  • Fuat BAŞAR
  • Mikail Akyıldız
  • Ahmet Yaşar
  • Mehmet Erkan Çil
  • Tuncay Sipahi
  • İsmail Kartal
  • Salih Zeki Mayi
  • Servet Yardımcı
  • Tuğba Çom
  • İsmail Hakkı Demircioğlu
  • Şendoğan Öksüz
  • Selma Tükel
  • İsmail Bilen
  • İmdat Sütlüoğlu
  • İbrahim Tez
  • Yüksel Taşkın
  • Zelkif Kazdal
  • Süleyman Genç
  • Bozkurt Yaşar Öztürk
  • Dr. Halit Yerebakan
  • Yunus Vehbi Efendi
  • Selver Gözüaçık
  • Adnan Azar
  • Oktay Arayıcı
  • Zavendikli Mustafa Yıldız
  • Zeki Uçkan
  • Burcu Binici
  • Zehra Küçük
  • Hasan Başça
  • Gökhan Tepe
  • Dr.Fuchs
  • Tugay Kaan Numanoğlu
  • Levent Numanoğlu
  • Şenol Kaş
  • Lütfü Çırakoğlu
  • Hikmet Ayar
  • Muhammed Avcı
  • Altay
  • Orhan Güner
  • Cüneyt Çakır
  • Hasan Yalnızoğlu
  • Doğuş
  • Deniz Bayramoğlu
  • Prof.Dr. Adem Sözüer
  • Turgut Kıran
  • Ali Metin Kazancı
  • Dr. Şuayip Birinci
  • Aydın Boysan
  • Abdurrahman Uzun
  • Emin Yağcı
  • Ali Çamkerten
  • Süleyman Yağcı
  • Ayşenur Kolivar
  • Birol Topaloğlu
  • Hasan Uzun
  • Hızır Hop
  • Murat Kopuz
  • Ali Kemal Kopuz
  • Erol Karaömeroğlu
  • Ali Hamza Pehlivan
  • Erdil YAŞAROĞLU
  • Gökhan Keser
  • Mehmet Salihoğlu
  • Cevat Dereli 
  • Nusret BAYRAKTAR
  • Özlem Yılmaz
  • Yılmaz Morgül
  • Prof. Dr. Ali İhsan KOLCU
  • Gökhan BİRBEN
  • Ali UZUN
  • Nazım UZUN
  • Ramazan KOPUZ
  • Cimilli İBO
  • Muhammet SAĞLAM
  • Mustafa KARTOĞLU
  • Selçuk BALCI
  • Nefize GÖKŞEN SOHTAOĞLU
  • Doç.Dr.Havva Kazdal ZEYTİN
  • Yonca DERVİŞOĞLU
  • Ramiz AKSU
  • İsmail USTA
  • Dr. Muharrem ÖKSÜZ
  • Şevket KOTİL
  • Esat DELİHASAN
  • Mehtap HAMZAOĞLU
  • Esra ALEMDAROĞLU
  • Halil İbrahim YAĞCI
  • Dursun Ali Eğribaş / Erbaş
  • Gürkan HACIR
  • Kenan ALAN
  • Behice YAMAN
  • Birol HATİNOĞLU
  • Halit İPEK
  • Mustafa ÖZEL
  • Dr. Muammer SARIMEHMET 
  • Prof.Dr.Şaban Şimşek
  • Turhan KAPTAN
  • Dede Sultan DEMİRCAN
  • Tahir ORHAN
  • Özdemir PAŞAOĞLU
  • Abdurrahim ALBAYRAK
  • BESİM AYKIN
  • Dursun Ali TAŞÇI
  • Zeki YILDIRIM
  • Mehmet Sadri EYÜBOĞLU
  • Deniz GEZMİŞ
  • Birol GÜR
  • Mithat BAYRAK
  • Ömer ERDOĞAN
  • Kazım AYAZ
  • İrfan SERDAR
  • Hakan GÜLTEKİN
  • Selim KALE
  • Burak KOPUZ
  • Sinan Abdullah AZDER
  • Harun KOPUZ
  • Prof. Dr. Bekir Sıtkı BAYKAL
  • Hayati YAZICI
  • Ali YAVUZ
  • Osman DEMİRTAŞ
  • Ali AK
  • Halil BAKIRCI
  • Nazım ARDIŞEN SOFUOĞLU
  • Hasan EKŞİ
  • Doç. Dr. Barış Yılmaz
  • Bayramali KOPUZ
  • Metin KÜLÜNK
  • İrfan GÜNER
  • Şaban REİS
  • Ergün KOLÇAK
  • Atila AYDINER
  • Ergin KÜLÜNK
  • Hacı Nusret ŞENER
  • Hikmet GÜLAY
  • Şevki SİLAN
  • İsmet YILDIRIM
  • Ömer ARISOY
  • Haydar Ali YILDIZ
  • Ahmet Misbah DEMiRCAN
  • Orhan Naci AK
  • Recep ALPER ÇEVİREL
  • Rahmi METİN
  • Dr.Sema KOPUZ YETİŞ
  • Ayhan ALPTEKİN
  • Metin TOPÇU
  • Abdullah KOSİF
  • Murat KÖSE
  • Op.Dr. Mahmut AKYILDIZ
  • Ali Rıza DEMİRCAN
  • Ali KOPUZ
  • Yılmaz OKUMUŞ
  • Prof. Dr. Osman YILMAZ
  • Fahrettin KAYA
  • Yusuf KARALİ
  • S. Selim ŞİMŞEK
  • Tülay Demircan KOYUNCU
  • Osman EFENDİOĞLU
  • İbrahim BALCI
  • Haluk Recai BOSTAN
  • Yücel Süleyman USTA
  • Süleyman KAZMAZ
  • Banu KOPUZ ALGÜL
  • Ahmet MORGİL
  • Murat HACIOĞLU
  • Yaşar OKUYAN
  • Öykü ÇELİK
  • Yusuf NAMOĞLU
  • Nur FETTAHOĞLU
  • Selvinaz FETTAHOĞLU
  • Uğur BİLGİN
  • Prof.Dr. Kadir KOTİL
  • Hasan Fındık (Bombacı)
  • Nergis KUMBASAR
  • Sakine Solmaz HABERAL
  • Özlem DENİZMEN
  • Cevat ODYAKMAZ
  • Yavuz BAHADIROĞLU
  • Hakan YILMAZ
  • Nihat ALTINKAYA
  • Prof. Dr. Mustafa N. PARLAR
  • Ziya HURŞİT
  • Ahmet Faik GÜNDAY
  • Prof. Dr. Ekrem DEMİRLİ
  • Veysel ÇOLAK
  • Hasanali YILDIRIM
  • Ahmet ŞAHİN (arap)
  • Prof.Dr.Yakup KEPENEK
  • Galip ERDEM
  • Algan HACALOĞLU
  • Şadan KALKAVAN
  • Ali Rıza AKDEMİR
  • İsmet Gürbüz CİVELEK
  • Kenan İPEK
  • Cesarettin ALPTEKİN
  • Hamdi ÖMEROĞLU
  • Ahmet KABİL
  • Dr.Arif Şevket BİLGİN
  • Prof.Dr.Behçet AÇIKMEŞE
  • Ahmet Tevfik İLERİ
  • Sudi Reşat SARUHAN
  • Osman Yılmaz KARAOSMANOĞLU
  • Osman KAVRAKOĞLU
  • Mehmet Kemal BALTA
  • Yusuf İzzet AKÇAL
  • Mustafa TURAN
  • Leyla ALTIN
  • Prof. Dr. Tahsin Bekir BALTA
  • Osman Nuri ÖZGEN
  • Remzi BEKAR
  • Prof.Dr.Reşat KASAP
  • Mehmet Necati Memişoğlu
  • Hülya POLAT
  • Davut GÜLOĞLU
  • Fahri KASIRGA
  • Alper TAŞ
  • Mehmet Akif PİRİM
  • Hasan VEZİR
  • Hikmet HABERAL
  • Sinan ÖZEN
  • İsmail TÜRÜT
  • Köksal TOPTAN
  • Murat KARAYALÇIN
  • Fethi KARADENİZ
  • Ahmet Mucip Kemalyeri
  • Aytekin KOTİL
  • Sami KUMBASAR
  • 3 Hürel
  • Prof.Dr.Avni MORGÜL
  • Prof.Dr.Hüseyin ATAY
  • Prof.Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil
  • Prof.Dr.Bayraktar Bayraklı
  • Prof. Dr. Recep Öztürk
  • Yıldız SEFERİNOĞLU
  • Serda UZUN
  • Prof.Dr.İsmail KARA
  • Prof. Dr. Derya DEMİRBAĞ KABAYEL
  • Abdullah AVCI
  • Hasan Fehmi SÖZERİ
  • İsmail KAHRAMAN
  • Osman AZMAN
  • Dilek MURADOĞLU
  • Prof.Dr.Temel KOTİL
  • Gülay BAŞOVA
  • Besim TİBUK
  • Şevki YILMAZ
  • Ceylan Özgün ÖZÇELİK
  • İpsiz RECEP
  • Osman Paşa (mirliva)
  • Patrona Osman Paşa
  • Şevket YILMAZ
  • Ali TOPUZ
  • Banu TAVİLOĞLU
  • İnan Ulaş TORUN
  • Gülten Ceylan
  • Aydın TOLAN
  • Ali ATAY
  • Şaban YILMAZ
  • İlyas TÜFEKÇİ
  • Prof. Dr. Fatih İSLAMOĞLU
  • Dursun Ali SARIOĞLU
  • Prof. Dr. Mehmet BEKAROĞLU
  • Osman Aşkın BAK
  • Prof. Dr. Banu MUSTAN DÖNMEZ
  • Hüseyin HEMŞİNLİOĞLU
  • Orhan KEÇELİ
  • Ahmet Muhtar CİLLİ
  • Prof. Dr. Ömer Naci SOYKAN
  • Prof.Dr.Sultan TARLACI
  • Dr.Özlem TÜRECİ
  • Memiş Ali USTA
  • Tuncay MATARACI
  • Zeki ÇEMBERCİ
  • Haydar ÇEMBERCİ
  • Hamza Şafak TATOĞLU
  • Osman TATOĞLU
  • Kenan BAL
  • Prof.Dr. Mehmet Haberal
  • Sezen AKSU
  • TARKAN
  • Özcan KOÇ
  • İslam ERDOĞAN
  • Op.Dr.Savaş ÖZDEMİR
  • Prof.Dr.Cemil TAŞCIOĞLU
  • Prof.Dr.Kemal MEMİŞOĞLU
  • Engin TERZİ
  • Aslı ALTAYLAR
  • Bahar YANILMAZ
  • Sinem KOBAL
  • İsmail Hakkı ŞEN
  • Yaşar GÜNER
  • Erol BALCI
  • Sabriye KARA
  • Ömer Lütfi METE
  • Ahmet ŞAFAK
  • Yusuf KURÇENLİ
  • Sabri KALENDER
  • Sadettin KAYNAK
  • Güven İSLAMOĞLU
  • Ahmet ÇAKAR
  • Sibel AK
  • Zaliha Erdoğan PEÇE
  • Musa AGUN
  • Esat ÖZOĞUZ
  • Zeynel Abidin ATAK
  • Yüksel UZEL
  • Özkan KOPUZ
  • Mukaddes USTA
  • Resul USTA
  • Kenan BIYIK
  • Sönmez YIKILMAZ
  • Nihat METE
  • Yunus KOÇ
  • Resul ÇELİK
  • Burak AKYÜZ
  • Abidin YEREBAKAN
  • Recep ALBAYRAK
  • Mehmet AYDIN
  • Ufuk KARALİ
  • Ekrem ORHON
  • Ayşe Emine Sultan Çelik
  • Hilmi ÖZÇELİK
  • Ahmet Mesut YILMAZ
  • Recep Tayyip ERDOĞAN
  • Prof.Dr.Kemal KÖYMEN
  • Hülya CERRAHOĞLU
  • Mert Kopuz
  • Bülent KOÇ
  • Ahmet KOÇ


Köyümüzden

Yerelma Köyü

Köyümüzden görüntüler

Köyümüzden görüntüler2

Köyümüzden görüntüler3

Köyümüzden görüntüler4

Son Dakika Haberler

Canlı Tv İzle

Spor Haberleri

Sosyal Medyada Takip Edin

Whatsapp facebook youtube instagram twitter feedburner linkedin